NİMETLER İNSANLAR İÇİN, FAKAT AZGINLIK YASAK

DÜNYA NİMETLERİNDEN FAYDALANMAK SERBEST, AZGINLIK YASAK

 

Başlığımız tamamen Kur’an ayetlerine dayanarak belirlenmiştir. Kur’an içerisinde bu hususları ifade eden çok sayıda ayet vardır. Biz öncelikle, bu konuyu arka arkaya işleyen ayetleri ele alacağız.

51 Zariyat Suresi 43üncü ayet: ‘Semud kavminin helâkinde de bir ibret vardır. Hani onlara: “Belirli bir süreye kadar dünyadan yararlanıp, geçinin!” denmişti.’

44: “Onlarsa Rablerinin emrine karşı büyüklük tasladılar. Bunun üzerine kendilerini, bakıp dururlarken yıldırım yakalayıp, çarptı.”

43üncü ayette, helâk edilen Semud kavminden bahsediliyor. Onların helâk edilişinde, bizler için bir ibret olduğunu ifade ediyor. Sonrasında da, gelişen olayları hatırlatıyor. Onlara belirli bir süreye kadar dünya nimetlerinden faydalanarak yaşamlarını sürdürmeleri tavsiye ediliyor.

Ayetteki “belirli bir süreye kadar” sözü, muhtemelen insanların sınırlı ömürleri olmasının bir ifadesidir. Nitekim bu ifade Ali İmran Suresinin 145inci ayetinde net bir şekilde belirtilmiştir: “Allah’ın izni olmadıkça hiçbir kimseye ölmek yoktur. (Ölüm) belirli bir süreye göre yazılmıştır. Kim dünya menfaatini dilerse, kendisine ondan veririz. Kim de ahiret sevabını isterse ona da ondan veririz. Biz şükredenleri mükâfatlandıracağız.”

Demek ki, bu dünyadan faydalanmamız, her bir kişi için belirli bir süreye kadardır. O süreyi sadece Yüce Yaradan bilmektedir. Bu süre içerisinde isteyene, Allah, dünya menfaatleri vermektedir. Bu ayetteki “menfaat” ifadesi muhtemelen, kişinin hırsını tatmin için, hangi yolla elde edilirse edilsin, sadece dünya nimetleri için çalışması anlamındadır. Yalnızca dünya malıyla ilgili hırslarını tatmin etmek isteyenlere, Kur’an’a göre, Yüce Yaradan olumlu cevap veriyor. Fakat sadece dünya menfaatini isteyenlere ahiret nimetlerinden verilmiyor. Onlar bütün haklarını bu dünyada kullanmış oluyorlar. Ahiret hayatında doğrudan cehenneme atılıyorlar.

Dünya nimetlerinin insanların faydalanması için oluşturulduğunu ifade eden bir başka Kur’an ayeti Araf Suresi 32inci ayettir: ‘De ki: “Allah’ın kulları için çıkardığı ziynetleri ve tertemiz rızıkları kim haram kılmış?” De ki: “Bunlar, bu dünya hayatında inananlar içindir, kıyamet gününde de yalnız onlara mahsustur”. İşte böylece biz ayetleri bilen bir topluluğa uzun uzun açıklıyoruz.’

Ayette net olarak ifade edildiği gibi, Allah, ziynetleri biz insanlar için oluşturmuş. Diğer bütün nimetleri de, faydalanmamız için bize tahsis etmiştir. Yüce Yaradan’ın bizden istediği, bu nimetlerden tertemiz bir şekilde, yani helâlinden faydalanmaya çalışmamızdır.

Yazımızın başında verdiğimiz Zariyat Suresinin 44üncü ayeti şöyle idi: : “Onlarsa Rablerinin emrine karşı büyüklük tasladılar. Bunun üzerine kendilerini, bakıp dururlarken yıldırım yakalayıp, çarptı.”

Ayete göre, Semud kavmi sadece Cehennem ile cezalandırılmamıştır. Onlar, ahiret hayatına ulaşamadan bu dünyada helâk edilmişlerdir. Onlar, muhakkak ki ahiret hayatında da Cehennem ile cezalandırılacaklardır. Hattâ Kur’an ifadelerine göre Cehennemin en azap verici bölgesinde olacaklardır.

Peki, acaba kimler bu dünyada da helâk olma cezasına çarptırılıyorlar? Kur’an’da, çok sayıda ayette bu konuda bilgi verilmektedir. Verilen bu bilgilerden anlaşıldığına göre, Allah’ın ayetlerini yalanlayanlar ve kibirlenenler, bu dünya hayatında da helâk edilmişlerdir.

Bilindiği gibi, Yüce Yaradan’ın ayetleri, yani delilleri, sadece peygamberleri vasıtasıyla ifade ettiği sözleri değildir. Önce insanın bizzat kendi yaratılış yapısı ve evrende yarattığı her şeydir.

O halde, dünya nimetlerinden tertemiz olarak faydalanmak serbesttir. Fakat elde ettiğimiz nimetlerin çokluğuna güvenerek azgınlık yapmak, yani Yüce Yaradan’ı yalanlamak ve büyüklük taslamak yasaktır. Yasağa uymayanlar bu dünyada da cezalandırılırlar. Kendilerinin nasıl cezalandırıldıklarını da, anlayamazlar. Sadece bakınıp dururlar.

Bu yazı KUR'AN ÜZERİNE, YAŞAM kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.