EKONOMİNİN MERKEZİ

EKONOMİNİN MERKEZİNE “İNSANLIĞI” KOYMAK

 

Kapitalizme itiraz eden ekonomistler, ekonominin merkezine insanı koymak gerektiğini söylerler. Onlara göre, kapitalizmin motoru güçlü insanlardır. Bu ekonomistlere göre bazı insanların kapitalist sistem içerisinde güçlü olabilmeleri, diğer bazılarını ezmeleri ile mümkün olmaktadır. Dolayısıyla kapitalist sistem, insanın insanı ezmesine dönüşmüştür. Bu sebeple de sisteme “vahşi kapitalizm” diyenler çoğalmıştır.

Kapitalizm ve toplumsal sonuçları hakkında söylenenleri, kapitalizmi savunanlar da reddetmemektedirler. Ancak onların da iddiası, merkezde, birey olarak insanın olduğudur. Onlara göre, insanlardan güçlü olanların öne çıkması doğal bir sonuçtur.

Gerçekten de Yüce Yaradan insanları farklı yapı ve özelliklerde yaratmıştır. Bazılarını bazılarına üstün kılmıştır. Bu sebeple bir kısım insanın öne çıkması normaldir. Bu husustaki bazı düşüncelerimizi “Allah, insanların her özelliğini genlerle taşıtmamıştır” başlıklı yazımızda paylaşmıştık. İlgili ayetleri konumuzla bağlantılı olarak bir daha değerlendirmek için, aşağıda tekrar veriyoruz.

Enam 165: “Sizi yeryüzünün halifeleri yapan, size verdiği şeylerde, sizi denemek için, kiminizi kiminizden derecelerle üstün kılan O’dur. Şüphesiz Rabbin, cezası çabuk olandır ve O, bağışlayan, esirgeyendir.”

Demek ki Yüce Yaradan, önce hepimizi yeryüzünün halifeleri yapmış. Bu görevi yerine getirebilmemiz için bize nimetler vermiş. Bizleri denemek için kimimizi kimimizden üstün kılmış. Yanlış yaparsak bizleri çabuk cezalandıracağını belirtirken, hatasından dönüp sorumluluklarını yerine getirenleri bağışlayıcılığını ve esirgeyeceğini de vurgulamış.

Peki, bizi ne ile deneyecek? Ne yapmazsak cezalandıracak? Ne yaparsak bağışlayacak ve esirgeyecek. Bunları yine Kur’an’dan öğreniyoruz. Konumuz ekonomi olduğundan, sadece ilgili bir ayeti almanın yeterli olacağı kanaatindeyiz.

Nahl 71: “Allah, rızık yönünden bir kısmınızı diğerlerinden üstün kıldı. Kendilerine bol rızık verilenler, rızıklarını ellerinin altındakilere vermiyorlar ki, onda eşit olsunlar. Durum böyle iken Allah’ın nimetini inkâr mı ediyorlar?”

Ayette Yüce Yaradan, üstün kıldıklarına verdiği nimetlerin asıl sahibinin kendisi olduğunu vurguluyor. Dolayısıyla bu nimetlerden çevremizdeki insanlara vermemizi istiyor. Hem de rızık açısından konumlarımızı eşitleyecek miktarda vermemizi tavsiye ediyor. Böylece toplumsal dengeyi, dolayısıyla toplumsal barışı sağlamamızın önünü açıyor. İşte kapitalizmin yanlışlığı burada ortaya çıkıyor. Kapital sahipleri, sahip olduklarını paylaşmıyorlar.

Paylaştığını söyleyenlerin çoğunluğu da, yasak savma şeklinde çok küçük miktarlarda yapıyorlar. Bu şekilde yapılan yardımlar bazen insanların zararına olabiliyor. Yardımlar onların bir iş yapmalarına, bir üretimde değerlendirmelerine yaramıyor. Aksine, yardım alanlar hazıra alışıyorlar ve dolayısıyla mecburen tembelliğe itiliyorlar. Böyle olunca belki de üretime katılabilecek insanlar, ekonominin dışında kalıyorlar.

Eğer biz ekonominin merkezine birey olarak insanı değil, insanlığı oturtursak, sorunların üstesinden geliriz. Dünya ekonomisinin ortak sorunu, ekonomide dolaşan paranın üretimden sanal ortama kayması sonucu, zengin ile fakir arasındaki farkın açılmasıdır. Tekeller ve karteller çoğaldıkça, zenginle fakir arasındaki fark daha fazla artmaktadır. Bu konularla ilgili incelemeleri, “Dünya ekonomisinin durumu”, “Dünya ekonomik buhranın sebepleri” başlıklı yazılarımızda ekonomik açıdan yapmıştık.

Ekonominin merkezine insanlığı koyabilmemiz ve bu durumun mümkün olduğunca sürekliliğini sağlamak için, eğitimin de merkezine insanlığı yerleştirmemiz gerekir. Bu husus ayrı bir yazıda ele alınacaktır.

Allah’ım, insanlığa faydalı olabilmemiz için, bizlere yol göster, mücadele azmi ver ve irade gücü ver.

Senin her şeye gücün yeter.

Bu yazı Ekonomi kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.