İNSANLAR ALLAH’IN KULUDUR

HER İNSAN, ÖNCE ALLAH’IN KULUDUR

 

Bir insan ister zengin olsun ister fakir, ister devlet başkanı olsun ister işsiz biri, ister general olsun ister bireysel terörist, hepsinin ortak yönü Allah’ın kulları olmalarıdır. Bütün kâinatın, evrendeki canlı-cansız varlıkların hepsinin ortak tarafı, Allah’ın yaratması olmalarıdır.

Yüce Yaradan insanları yaratırken, Kendisinin özelliklerinin bazılarının kısmi yansımasını bizlere lütfetmiştir. Bu sebeple insanların Allah’ın kulu olmaları, Allah’ın kölesi olmak anlamında değildir. Bu konularda daha önce “Allah’ın halefi (vekil yöneticisi) insandır”, “Allah kâinatı dünya için, dünyayı da insan için yaratmışken, insan ne yapıyor?”, “İnsanlığın varlık sebepleri üzerine” başlıklarıyla yayınladığımız yazılarımızda daha geniş bilgiler vermeye çalıştık.

Allah, adaletli ve merhametlidir. Kullarına karşı, asla zorba değildir. Onlara kesinlikle zulmetmez. Ancak, insanlar birbirlerine zulmederler. İnsanlar, diğer insanlara karşı zorbalık yaparlar. İnsanlar, başka insanları kendilerine köle yaparlar. İnsanlar, birbirlerine karşı merhametsiz ve adaletsizdirler.

Böyle davrananlar “kendi nefisleri için haddi aşan” kullardır. Bizler de geçmişte nefsimiz için haddi aşmış olabiliriz. Eğer böyle davrandıysak, Yüce Yaradan bizlerden umudumuzu yitirmememizi istiyor. Çünkü Allah’ın rahmeti geniştir. Zumer Suresi 53: De ki: “Ey haddi aşarak nefislerine karşı israf etmiş olan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü Allah, bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.”

O halde biz, dünyadaki sosyal yapıda hangi konumda olursak olalım, hepsi geçicidir. Asıl olan hepimizin, Yüce Yaradan’ın yarattığı ve çok güzel özellikler verdiği insanlar olduğumuzdur. Bu durumu hiç aklımızdan çıkarmayalım. Aklımızdan çıkarırsak, iç dünyamız karışır. Kendi kendimizle kavgalı hale geliriz.

Bazen hayat şartları bizi ters köşeye yatırır. Zengin iken fakir, fakir iken aniden zengin olabiliriz. General iken terörist, terörist iken asker olabiliriz. Yırtık pantolonla gezerken devletin bakanı, devlet başkanıyken hiç selâm verilmeyen bir suçlu durumuna düşebiliriz. Eğer, her şeyden önce Allah’ın kulu olduğumuzu unutursak, böyle durumlarda bunalıma gireriz. Bunalıma girmemek için Allah’a sığınmak, Yüce Yaradan’ın ipine sarılmak gerekir.

Bakara 207inci ayette ifade edildiği gibi, Allah kullarına karşı şefkatlidir.  Şura Suresi 25inci ayette belirtildiği gibi, Yüce Yaradan kullarının yapacağı tövbeleri kabul edendir. Yeter ki kulları, tövbe ettikten sonra derhal güzel işler yapsınlar. Haklarını yedikleri, köle gibi kullandıkları, zorbalık yaptıkları, aldattıkları insanlardan açıkça özür dileyerek onlara haklarını versinler.

İnsanlar, hem Allah’a kulluk etmek hem de Yüce Yaradan’ın yarattıklarının (canlı veya cansız) haklarını sahiplerine vermek için bu dünyadalar. Bu sorumluluklarına uymayanların, aksine zorbalıklarına devam edenlerin, dünyevi konumları ne olursa olsun hem bu dünyada hem de ahiret hayatında mutlaka cezalandırılacaklarını Kur’an’daki örneklerden anlıyoruz.

O halde geçmişte veya şimdi hangi konumda olursak olalım, Allah’ın emir ve yasaklarına uymaya çalışalım. Yüce Yaradan’ın yeryüzündeki vekil yöneticisi olduğumuzu unutmayalım. Şartların değişmesiyle içine girdiğimiz yeni konumumuzda, sabırla takva için yani, Yüce Yaradan’ın rızasını kazanmak için yarışalım. Ancak böyle yaparak, iç dünyamızla barışık hale geliriz, huzur buluruz.

Bu yazı Sosyal kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.