İNSAN ÇİFT KİŞİLİK TAŞIR

BİR BEN VARDIR BENDEN İÇERÜ

 

Daha önce yayınladığımız “Mutluluk ve Huzur” başlıklı yazımızda, Yunus Emre’nin bu sözünü de ifade ettik. İnsanların huzurlu olabilmeleri için pratikte neler yapılabileceği üzerine fikrimizi belirttik. Bu yazımızda nispeten söze, farklı bir açıdan bakmaya çalışacağız.

Türk halk düşünürü Yunus Emre’nin bu sözü her insan için geçerlidir. İnsanlar, tabiri caizse çift kişiliklidir. İnsanın içerisinde hem evliyalığa hem de eşkıyalığa giden yol aynı anda mevcuttur. Bu iki faklı kişiliğe giden yolun arasında da ince bir çizgi vardır.

Çoğu insanın hayatının önemli bir bölümü, bu iki kişilik arasındaki mücadele ile geçer. Bazen bu mücadele, savaşa dönüşür. Dolayısıyla insanın iç dünyasında bunalımlar oluşur. Bazıları bu bunalımları atlatamaz. Atlatanlar iki farklı sonuca ulaşırlar.

Kimileri nefislerini dinler, egosunu şişirir. Böylece yönünü eşkıyalık tarafına yöneltir. Bu yolun başlangıcında kişi, karamsar ve şüpheci bir kimliğe bürünür. Karamsarlık umutsuzluğu, şüphecilik ise güvensizliği tetikler. Bu ikisi birleşince hayat anlamsız ve sıkıntılı bir hal alır.

Bu yola giren insan belki, maddi güce ulaşır. Ancak karamsar bakışı nedeniyle bu gücünü kaybetmekten korkar. Şüpheciliği sebebiyle, çevresindekileri, yüzüne gülen ama arkasından kuyusunu kazan insanlar olarak görür. Dolayısıyla ömrü diken üstünde durmakla geçer.

Yönünü yolun sonu eşkıyalık olan tarafa çeviren kişilerden, huzur bulanlara rastlanmaz. Çünkü içlerindeki “diğer ben” bazen ortaya çıkar. Kişiyi aldığı kararlar ve uygulamaları için eleştirir. Dolayısıyla zaman zaman kendini bir iç kavganın içerisinde bulur. Böyle anlarda tekrar bunalıma girer.

Bireylerinin büyük bir kısmının, kendi iç dünyasında bunalım yaşadığı toplumlar da, aynı duruma düşerler. O toplum da bunalıma girer. Eğer kendi iç dünyalarında bunalım yaşayan şahıslar o ülkenin etkili yöneticileri iseler, o toplumun kendi mücadelesiyle bunalımdan kurtulması giderek imkânsızlaşır.

Bunalımı atlatanların ulaştığı diğer sonuç, kendi içinde duygusal arınmaya ulaşmaktır. Bu yolun son mertebesi, evliyalıktır. Bu yola giriş için ilk şart, her ne konumda olunursa olunsun, verdiği nimetler için Yüce Yaradan’a teşekkür etmektir. Diğer bir deyimle her şart altında Allah’a hamd etmektir.

Şükran duygusuyla işe başlayan insan, daha güzel nimetlere ulaşmak için çaba göstermek gerektiğini anlar. Çalışırken nefsinin değil, Yüce Yaradan’ın isteklerini ön planda tutmaya gayret eder.

Böylece gönül zenginliğine ulaşır. Başkalarının hakkını yemeden, onları sıkıntıya sokmadan ulaşabildiği nimetlerle mutlu olur. Giderek küçük şeylerden mutlu olmasını öğrenir. Bu durum kendisinin huzur bulmasına vesile olur.

Huzurlu insan kendisini geliştirmeyi başarır. Kendini geliştiren kişi, şahsi dönüşümünü başlatmış demektir. Kendini dönüştüren insan, çevresini dönüştürmeye başlar. Bu yapıya ulaşmış insanların sayıları arttıkça, toplumdaki dönüşüm hızlanır.

O halde, kendisiyle barışık insanların sayılarını artırmak için, kişilerin iç dünyalarındaki savaşlarında onlara yardımcı olmak gerekir. İnsanları bu mücadelelerinde yalnız bırakırsak, yollarını şaşırma ihtimalleri kuvvetlenir.

İnsanların yollarını şaşırmalarının bir başka önemli sebebi, bu konuda kötü örnek olan yöneticilerin çokluğudur. Yusuf Has Hacib’in Kutadgu Bilig adlı eserinde “halk bozulursa onları beyler düzeltir. Beyler bozulursa onları kim düzeltir.” dediği gibi, yöneticilerin önemi çok fazladır.

Günümüzde dünyasında, yöneticilerin kötü örneklikleri giderek artıyor. Böyle yöneticilerin elinde demokrasi, bir zulüm aracı olmaya başlıyor. Bu sebeple beyleri yani yöneticileri düzeltmek için, bütün dünya birbirleriyle işbirliği yapmalıdır. Aksi takdirde, küreselleşen ve şehirleri hızla büyüyerek denetimsiz bir köy halini alan bir dünyada toplumlar, tek başlarına kötü örnek yöneticilerle baş edemezler.

Bu sebeple bütün dünyanın beyleri birlik hareket etmelidir. Önce beylerden kötü örnek olanlar uyarılmalıdır. Kendilerini uyarılara rağmen düzeltmeyenleri cezalandırmaktan çekinilmemelidir. Böylelerinin yerine, güzel örnek olabilecekler getirilmelidir. Bu uygulama sadece siyasi önderler için değil, diğer alanlardaki önderler için de yapılmalıdır.

Beyler düzeltildikçe insanlara iç mücadelelerinde yardımcı olacak faaliyetler yapılmalıdır. Bu faaliyetler konusunda farklı yazılarımızda değişik yönlerden yapılabilecekleri belirttiğimizden burada bahsetmeyeceğiz.

İnsanlara yardımcı olabilmek için, onlardan kendi mücadeleleriyle düzelenleri bağışlamak faydalıdır. Artık onun geçmişi Allah’la kendisi arasındadır. Bizim insanlara yardımcı olmaktaki amacımız, insanlardaki çift kişilikten, evliyalığa giden yolu etkin hale getirmektir.

Böylece insanları tek kişiliğe yönlendirerek, onların iç savaş yaşamalarını önlemeye çalışmaktır. Bu sayede, hem insanı hem toplumu daha huzurlu kılmanın ortamı sağlanmış olur.

Bu yazı Genel kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.