MAKİNEYLE YARIŞIMIZIN MALİYETLERE ETKİSİ  

MAKİNEYLE YARIŞIMIZIN MALİYETLERE ETKİSİ

 

Başlıkla ilgili olarak çoğu insanın vereceği cevap, makineleşmenin maliyetleri düşürdüğü şeklinde olacaktır. Gerçekten de insanoğlunun makineleşmeye çalışmasının asıl nedeni, verimliliği artırmaktır. Verimlilik arttıkça, maliyetler düşecektir.

Fakat günümüzde bilhassa halkın kullandığı makinelerde böyle olmadığını görüyoruz. Evlerde kullanılan bulaşık makineleri, çamaşır makineleri, buzdolapları, elektrik süpürgeleri, televizyonlar gibi ürünlerin fiyatları her geçen yıl daha da artıyor. Aslında eskiden aldığımız makinelerin aynısını satın alsak, onların maliyetleri düşmüş olacak. Çünkü bizim kullandığımız bu makinelerin üretimlerinde kullanılan teknikler geliştiği için, birim üretim maliyetleri düşüyor. Ancak, halka yansıyan fiyatların düşmemesinin sebebi, bu ürünlere eklenen yeni özelliklerdir. Her yeni özellik ayrı bir maliyet getirmektedir.

Eğer Çin Hindi denilen bölgede yapılan üretimler olmasa, halkın kullandığı bu makinelerin maliyetleri çok daha fazla olacak. Hem Batılı makine üreticilerinin Çin Hindinde fabrika kurmaları, hem de doğrudan bu bölge insanının kendi firmalarının yaptığı üretimler, dünya ortalamasına göre çok düşük olan işçi vb ücretlerdeki düşüklük sebebiyle daha uygun fiyata satılabiliyor.

Demek ki, üretimdeki makineleşmeye ve teknikteki gelişmeye rağmen, halkın kullandığı makinelerde fiyatlar düşmüyor. Aksine artıyor. Halka nefes aldıran tek unsur, Çin Hindindeki ucuz işçilik şartlarıdır. Diğer bir deyişle, üreten insanların ezilmesi, bizim daha ucuz makine almamızı sağlıyor.

Diğer taraftan evlerde kullanılan bu makineler, çamaşır, bulaşık ve temizlik işlerinde maliyetleri düşürmüyor. Kullanana zaman tasarrufu yaptırıyor. Kullananların çoğunluğu da, artan bu zamanı televizyon izleyerek değerlendirdiği için, hareketsiz kalıyor. Hareketsizlik çeşitli rahatsızlıklara sebep oluyor. Sonuçta kişinin cebinden çıkan para artıyor.

Konunun diğer bir ilginç tarafı, her yeni üretimin eskisine göre daha dayanıksız oluşudur. Ayrıca arıza durumunda, tamir masrafının çok daha fazla olmasıdır. Hattâ tamir masrafının yenisini almaktan daha pahalıya malolmasıdır.

Yukarıda bahsettiğimiz aynı durum, otomobil gibi halkın kullandığı diğer önemli makineler için de aynen geçerlidir. Ailelerin evlerinde kullandığı mobilya için de benzer şey geçerlidir. Mobilya üretiminde makineleşme arttıkça fiyatlar düşmemiştir. Düşen şey, kalitedir. Artık eski sağlam mobilyaları almak için enflasyonun kat kat üzerinde bedel ödememiz gerekiyor. Üretim tekniklerindeki gelişme, ahşap mobilyaları ucuzlatmadı. Üretim hattındaki makinelerde çalışan işçilerin ücretlerini de artırmadı.

Makineleşmeye rağmen fiyatlardaki artışlar, insanları sıkıntıya sokmaya başladı. Bu fiyat artışlarına paralel olarak ailelerin de küçülmesi, yeni aile kuran insanların üzerindeki yükü iki kat artırıyor. Her yeni evlenen insan, ayrı bir ev açıyor. Açtığı bu eve ayrı bir kira ödüyor. Evde ihtiyaç olan ve yukarıda saydığımız çamaşır, bulaşık makineleri gibi cihazları, ayrı açtığı eve almak zorunda kalıyor.

Evine bu makineleri almak zorunda kalan işçi, belki de böyle bir üretim yerinde çalışıyor. Çalıştığı fabrika, maliyetleri düşürmek için üretimde robotlar kullanmaya başlamışsa, bizim işçi işini kaybetmemek için, daha çok çalışıyor. Sonuçta her taraftan kuşatılan bu işçi, verimliliğini artırmak zorunda olduğundan zihnen ve bedenen yoruluyor. Ama rakibi robotlar, yani makineler olduğu için, aldığı ücret yine düşük kalıyor. Robotların devreye girmesi, üretimde çalışan bu işçinin ücretini artırmıyor. Diğer taraftan bu üretimleri evine alan insanlara da bir indirim sağlamıyor.

Dolayısıyla makinelerle yarışta iki taraflı olarak kayba uğranılıyor. Bu iki taraflı kayıp, kişide gerginlik oluşturuyor. Yaşadığı bu stres sağlık sorunlarına yol açıyor. Sağlık masrafları artıyor. Sağlık alanındaki makineleşme, hastalıkları belirleme açısından faydalı oluyor. Ama sağlık harcamalarımızın artmasına sebep oluyor. Şahıslar, bu masrafların bir kısmını ödedikleri için, maliyet artışını tam olarak göremiyorlar. Fakat sağlık alanındaki makineleşme, devletlere büyük yükler getiriyor. Diğer yandan, yeni teknoloji ürünü bu makineler, sağlık personelinin ücretlerinin artmasına vesile olmuyor. Sağlık personelinin daha az yorulmasına ve daha az çalışmasını da sağlamıyor.

Tarım dâhil birçok alanda benzer sonuçlara ulaşıyoruz. Makinelerde çalışanların ücretini artırmıyor. Bazen, düz işçi ile benzer parayı aldığı oluyor. Makine ile yapılan işin maliyeti de pek düşmüyor. Çünkü makineler çok pahalılar ve dolayısıyla yaptıkları işlerin paraları, makinenin satın alma tutarına oranla hesaplanıyor.

Demek ki makineleşme ve makinelerle yarışımız, masrafları azaltmıyor, aksine artırıyor. Çok kısıtlı olan bazı alanlar hariç ücretlerimizi artırmıyor, çalışma saatlerimizi azaltmıyor.

Peki, o zaman neden makineleşiyoruz?

Bu yazı YAŞAM kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.