İYİ İNSANLARIN DAHA KISA YAŞADIKLARI İNANCI ÜZERİNE

İYİ İNSANLARIN DAHA KISA YAŞADIKLARI İNANCI ÜZERİNE

 

Başlıktaki konu üzerinde, dünyanın her bölgesindeki halkın inanışı aynıdır. İnsanlar, iyilerin erken vefat ettiklerine, kötülerin ise daha uzun yaşadıklarına inanırlar. Bu hususta yapılmış bir istatistik olduğunu zannetmiyorum. Ama bu inanış, gerçekle örtüşüyor olabilir.

Ancak yanlış olan şey, bu inanıştakilerin konuyla ilgili olarak sahip oldukları duygularıdır. Onlar, iyilerin daha erken ölmelerinin, kötü bir şey olduğunu düşünüyorlar. Kötülerin daha uzun yaşamalarını ise, kötülerin taltif edilmesi olarak görüyorlar.

Eğer ahiret hayatı olmasaydı, bu düşünce doğru olarak kabul edilebilirdi. Bu durumda, zaten iyi insanlar, genellikle daha çok maddi sıkıntı çeken kişiler olduğundan, kimse iyi olmak istemeyebilirdi. Hem sıkıntılı bir ömür geçirmeyi, hem de daha az yaşamayı kim arzu eder?

Bilinen ve belgeli tarih boyunca etkili olmuş her inanış, bir hesap yerinin olduğu üzerinde durur. Semavi olmayan inanışlarda da, aynı inanç vardır. Kâinatta hiçbir şey tesadüfen olmamaktadır. Her şeyin bir sahibi vardır. İnsanlar, başıboş bırakılamayacak kadar nefsani varlıklardır. İnsanlara verilen özgürlüğün bir bedeli vardır. İnsanlar iyi olursa, bu bedel iyi yönde olacaktır. İnsanlar kötülüğü tercih ederlerse, bu bedel azap şeklinde olacaktır.

Yüce Yaradan kutsal kitaplarında, ahiret hayatının ebedi olduğunu vurgular. Ahiret yaşamı yanında dünyadaki ömrün süresi, “şehirlerarası yolda bir yolağzı” gibi diye tanımlanır. Bazen dünyada geçirdiğimiz sürenin, ahiret hayatının yanında “bir göz açıp kapama” kadar olduğu vurgulanır.

Allah’ın, bize dolaylı olarak aktardığı bu bilgilere iman eden bir insan için, asıl hayat ahirette yaşanacaktır. Bu dünya imtihan yeridir. İmtihanın süresi ise, dünyadaki bütün ömür boyuncadır.

Şimdi bu inançtaki iyi bir insan açısından konuyu irdelemeye çalışalım. İyi bir insan, eğer, Yüce Yaradan tarafından daha az yaşatılıyorsa, bu durum o kişi için sevindirici bir haldir. Çünkü ebedi olan ahiret hayatında, cennet ile taltif edilerek, rahat bir yaşam sürme ihtimali çok kuvvetlidir. Dünyada biraz fazla yaşayan, ama cehenneme gidecek kadar kötü olan bir insan ile karşılaştırıldığında, bulunmaz bir nimete ulaşmış demektir.

İyi insan daha uzun yaşasaydı ne fark ederdi diye düşünelim. Bir kere, imtihanı devam edecektir. Her insan nefis taşıdığına göre, her insan için, her an, bu sınavda başarısız olma ihtimali vardır. Bu dünyada kaldığı süre uzadıkça, insanın hata yapma riski de artacaktır. Dolayısıyla erken vefat ettiği zaman cennete gidecek olan aynı şahıs, belki de cehenneme gidecektir.

İşte bazen, Yüce Yaradan, korumak istediği iyi kullarını yanına daha önce alır. Böylece, onun hem cehenneme gitmesine razı olmamış, hem de dünyada sıkıntı çekmesini önlemiş olur.

Allah, bazen, iyi insanları korumak için, kötülerin ölüm emrini daha önce verir. Bazen de, iyileri korumak için onların başlarına sıkıntılar açar. Bu hususlarda, Kur’an’da anlatılan yaşanmış olaylar vardır. Hz. Musa ile Allah tarafından kendisine ilim verilen kişinin -ki bu şahsın Hızır olduğuna inananlar çoktur- birlikte yolculuğu sırasında yaşananlar bize örnektir. Hızır denilen bu şahıs, yolculuk sırasında, atını sulamakta olan bir genci, makul bir sebep yokken öldürür. Böylece, aslında haylaz ve kötü düşünceli olan o gencin, çok düzgün olan anne ve babasına gelecekte kötülük yapmasını engeller. Birlikte yolculuk yaptıkları bu veli, bindikleri ve fakir insanlara ait olan gemiyi yaralar. Böylece, onların gemisine kralın el koymasını önler.

Demek oluyor ki, görünüşe göre karar vermek yanlıştır. Bizler için neyin hayırlı neyin hayırsız olduğunu biz bilemeyiz. Sadece Allah bilir. Dolayısıyla iyi insanlar, Allah’a kendilerini teslim ederler ve Ondan, kendilerini güzelliklere ulaştırmasını niyaz ederler. Bu güzellik, bu dünyadaki güzellik olmayabilir.

İnsanların, toplumların ve insanlığın ömrünü kısaltmak veya uzatmak Allah’ın yetkisindedir. Her canlı ölümü tadacaktır. Ancak hiçbir canlı, Allah izin vermedikçe ölemez. Bitkisel hayatta yaşar ama ölemez.

Allah bir kulunun ölmesini istemediğinde ise, bütün dünya onun üzerine gelse, yine o kulunu öldüremez. Allah bir kulunun ölmesini murad ederse, hiçbir güç onu engelleyemez. Uyur, uyanamaz. Bir damla su boğazına kaçar ve ölür. Otururken kalpten ölür vs.

Dikkatli gözle inceleyenler için tarih bu durumların örnekleriyle doludur. Tarihi bilemeyenler için, kendi hayatlarını dikkatlice incelemeleri yeterlidir. Her insanın hayatında böyle örnekler vardır.

Allah’ım, insanların, Seni ve ordularını yenemeyeceklerini anlamaları için, onlara anlayış ihsan eyle. Onların, hatalarından dönerek, Senin yoluna girebilmeleri için irade gücü ver.

Senin her şeye gücün yeter.

Bu yazı Sosyal kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.