İSLÂM’DA BEDENİ CEZALAR 3

İSLÂM’DAKİ BEDENİ CEZALAR ÜZERİNE 3

 

İslâm’daki sopa, uzuv kesme ve kısas cezalarına ilişkin yapılan eleştirilerin başında, bu cezaların insan onuruna uygun olmadığı savunmasıdır.

İslâm’ın yani Allah’ın, insanlara verdiği değer ve onlara bahşettiği özellikleri konusunda bu sitede birçok makale yayınladık. “Allah’ın yeryüzündeki halefi, insandır”, “Allah, insanlara, daha başka neler lûtfedebilirdi?”, “İnsanın özgürlüğü üzerine”, “İslâm’da insan hakları, bir zorunluluktur”, “Allah, rahmeti kendi üzerine farz kılmıştır”, “Allah, yakın kâinatı dünya için, dünyayı insan için kurgulamış iken, insan ne yapıyor?”, “İnsanların varlık sebepleri üzerine düşünceler”, “Hakk’ın yansıması”, “İslâm, zalimin kimliğine bakmaz” gibi başlıklar altında yayınladığımız yazılarımızda İslâm’ın insana verdiği önemi çeşitli yönleriyle vurguladık.

Allah’ın yarattığı varlıkların içerisinde, insanın, şerefli bir yerinin olduğunu, Kur’an bize anlatıyor. Yüce Yaradan, insanları özgür ve onurlu bir varlık olarak yarattığını, yine Kur’an’ında vurguluyor. Allah, insanlara, sınırlı bir şekilde de olsa, Kendi yansımasını, diğer bir deyimle kendi özelliklerinin küçük bir kesitini verirken, neden onları onursuz bir ceza ile cezalandırsın?

Kâinatın düzenini, dünya için, dünyanın sistemini de insan için oluşturan Yüce Yaradan, canlı ve cansız bütün mahlûkatı insanın hizmetine vermişken, neden insanın onuruyla oynasın?

İffetli kadınlara zina isnat ettiği halde dört şahit getiremeyenlere seksen sopa vurulmasını emrederek, kadınların onurlarını koruyan Yüce Yaradan, niye insanların onurunu kırsın?

İnsanı, yeryüzünde vekil yönetici olarak yaratan ve ondan haklının hakkını vermesini isteyen Allah, niçin insanlara haksız bir ceza versin?

Yarattığı insanlara, yukarıda saydığımız ve daha sayamadığımız nimetlerini verirken, insanları, Kendisine iman eden ve etmeyen olarak ayırmadan nimetleri dağıtan Yüce Yaradan’ın, insanların onurlarıyla oynayacağını nasıl düşünebiliriz?

Allah, dünyadaki vekil yöneticisi yaptığı insandan bazı şeyler istemiştir. İsteklerin başında onurlu davranması gelmektedir (Maide 54). İnsandan kendi onurunu koruması istenmektedir. İnsanlardan, onurlarını zedeleyici, kendilerini küçük düşürücü hareketlerden kaçınması istenilmiştir.

Başkasının malını habersizce çalmayı, başka insanların şahsiyetleriyle oynamayı, namuslu kadınlara zina isnat etmeyi, zina ederek aile ve toplum düzenini bozmayı, başkalarını bilerek ve haksız yere öldürmeyi veya sakat bırakmayı, insan onuruyla bağdaştırmak mümkün müdür?

Başkalarına ve topluma haksız bir şekilde zarar veren davranışları, kendi onuruyla bağdaştıran insanlar, Allah’ın emrettiği bu cezanın onursuz olduğunu iddia etme durumunda değillerdir.

Böylesine çirkin davranışları insan onuruyla bağdaştırmayan medeni ve kültürlü insanlar ise, zaten, başkalarına ve topluma haksız yere kötülük etmezler. Dolayısıyla bedeni cezalara hiçbir zaman muhatap olmazlar.

Yarattığı kullarının faydasına olan şeyleri en iyi bilen, Yüce Yaradan’dır. Bu açıdan bakılınca, bedeni cezalar aslında, insan onurunu korumaya yöneliktir. Gerçekçi bir şekilde düşünürsek, bahse konu bedeni cezaların tavizsiz uygulanacağını bilen bir insanın önünde iki seçenek oluşur. Birincisi suçu işlemekten kaçınmaktır. Böylece, suç işlemeyerek, onurunu korumuş olacaktır. İkincisi, herhangi bir sebeple suçu işlemek durumuna düşerse, cezasını Allah’tan bir karşılık olarak çekeceğinden, tekrar eski haline dönmüş ve bir daha aynı suçu işlemeyeceğinden, onurunu kurtarmış olacaktır.

Allah’ım, bizler Senin aciz kullarınızız. Dolayısıyla her an yanlışa düşebiliriz. Lütfen bizlerden rahmetini ve lûtfunu esirgeme Allah’ım.

Bu yazı Dini, KUR'AN ÜZERİNE kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.