İNSAN BAŞIBOŞ MU BIRAKILMIŞTIR?

İNSAN, KENDİSİNİN BAŞIBOŞ BIRAKILACAĞINI MI SANIR?

 

Yukarıdaki başlık, Kıyamet Suresi 36ıncı ayetten aynen alınmıştır. Aynı surenin bir sonraki ayetinde Yüce Yaradan, bizlere, “o dökülen bir meniden az bir su değil miydi” diye sorar. Bizim hayatımızın başlangıcını hatırlatır. Bizi o halden, yani mikroskopla bile zor görülecek kadar az bir sıvıdan yaratarak şekil veren Allah’ın her şeye gücünün yeteceğini vurgular. Dolayısıyla bizleri başıboş bırakmayacağını hatırlatır.

Aslında Yüce Yaradan bunları Kur’an’ında bizlere anlatmasa bile, bizler Onun bize verdiği muhteşem ötesi özelliklerimizle, yani akıl, vicdan ve irade ile anlarız. Anlamakla kalmaz, bizi yaratan bu yüce gücün insanları başıboş bırakmayacağını anlarız. Anlarız anlamasına da, yanlışlarımızın cezalandırılacağını pek düşünmeyiz. Çevremizdeki olayları iyi incelemediğimizden “yapanın yanına kâr kalıyor” zannederiz.

Hâlbuki Yüce Yaradan, her şeyi bilir, ama zamanını bekler. Belki zerrece hata olmaması için, her şeyin netleşmesini gözler. Belki de insanların yanlışlarından dönebilmeleri için sabreder. Ama insanları kesinlikle başıboş bırakmamıştır. Günün birinde ansızın gereğini yapar.

Kıyamet Suresi 24: “O gün birtakım yüzler de asıktır.”

25: “Bel kemiklerini kıran bir felakete uğratılacaklarını anlarlar.”

İşte o gün gelmeden Allah’ın rahmetine sığınmak gerektir. İnsanların çoğunun yanılgıları, azabın kendilerine sanki hiç gelmeyeceğini düşünmeleridir. Bir ölüm haberini duyan ve hattâ vefat eden tanıdığı kişi için taziye evine giden insan bile, ölümün sanki sadece o ölen için olduğunu düşünür. Kendisine kondurmaz. Diliyle “ölüm hepimiz için” diye söylese bile, kalbiyle daha kendisi için çok zaman olduğunu düşünür.

Hâlbuki Yüce Yaradan ayetleriyle bütün insanlara seslenmektedir. Yine Kıyamet Suresinin bazı ayetleri bizi şöyle uyarmaktadır.

30: “İşte o gün sevk, ancak Rabbinedir. “

31: “Fakat o, ne sadaka verdi, ne namaz kıldı.”

32: “Fakat yalanladı ve döndü.”

33: “Sonra da çalım sata sata ailesine gitti.”

34: “Gerektir o bela sana, gerek.”

35: “Evet, gerektir o bela sana gerek.”

Allah, “kasıla kasıla ailesine gidenleri” uyarıyor. Ama biz anlamak istemiyoruz. Çünkü biz “peşin” olarak telâkki ettiğimiz bu dünyayı seviyoruz. “Veresiye” olarak gördüğümüz geleceği hiç hesaba katmıyoruz.

Biz kendi kendimize ne düşünürsek düşünelim. Her şeyi bilen, gözleyen Yüce Yaradan’ın planları esastır. Onun planlarının yanında bizimkilerin hiçbir hükmü yoktur.

Fil Suresi 1: “Görmedin mi Rabb’in fil sahiplerine ne yaptı?”

2: “Onların tuzaklarını boşa çıkarmadı mı?”

Kendini büyük gören her kibirli insanın, Allah’ın desteklediği insanlara karşı kuracakları tuzaklar, boşa çıkmaya mahkûmdur.

Araf Suresi 183: “Ayrıca ben onlara mühlet de veririm. Fakat benim tuzak kurup helâk edişim pek çetindir.”

Allah’ım, bizlerin Senin gösterdiğin yolda yürüyebilmemiz için, bizlere irade gücü ver, sabır ve sebat ver.

Senin her şeye gücün yeter.

Bu yazı Dini, YAŞAM kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.