HİLEKÂRLIĞIN SONU

HİLEKÂRLAR KULDAN, ADİLLER ALLAH’TAN KORKAR

Allah bu konuda Kur’an’da bizleri uyarıyor.

Maide Suresi 44.ayet: “…….Artık insanlardan korkmayın, Benden korkun, Benim ayetlerimi birkaç paraya değişmeyin ey hâkimler! Her kim Allah’ın indirdiği hükümlerle hükmetmezse onlar hep kâfirlerdir!”

Demek ki, insanlardan korkmayacağız. Sadece Allah’tan korkacağız. İnsanlardan korkanlar, Allah’ın ayetlerini birkaç paraya ve makama değişenlerdir. Bunlar paralarını ve makamlarını kaybedecekleri korkusuyla, insanlara şirin ve dürüst görünmek için numaralar yaparlar. İnsanların gerçekleri bilmeleri durumunda kendilerinin yüzlerine bakmayacaklarını, konumlarını kaybedeceklerini bilirler.

Ayetteki hâkimler sözü mecazi anlamdadır. Karar verme konumunda olan herkesi kapsar. İster aile içerisinde, ister bir ticari kurumda, ister dini bir gurupta, ister devlet yönetiminde olsunlar insanların kararlarını etkileyen konumdaki her insan için geçerlidir.

Ayetin anlatımına göre insanları kandıranların en kötüleri, Allah’ın ayetlerini diline dolayarak insanları aldatanlar ve menfaatlerine göre yorumlayarak kazançlarını artırmaya çalışanlardır.

Ayet gayet açıktır. Her kim Allah’ın indirdiği ile hükmediyormuş havası verip, Allah’ın indirdiğini kendi menfaatine göre değiştirerek uygular, insanları kandırırsa artık onlar kâfir olmuşlardır.

Araf Suresi 30: “Bir kısmına hidayet buyurdu, bir kısmına da sapıklık hak oldu; çünkü bunlar Allah’ı bırakıp şeytanı dost edindiler. Bir de kendilerinin doğru yolda olduklarını zannederler.”

Allah, yanlışından dönerek Allah’ın emrettiği gibi adaletli ve insaflı davranmaya gayret edenlere hidayet buyurabilir. Yani onlara merhamet ederek, doğru yola iletebilir. Fakat konumlarını korumak umuduyla insanları kandırmak için şeytanca planlar yapanları, sapıklık içerisinde bırakıyor.

Allah’ın sapıklık içerisinde bıraktıkları bu insanların önemli bir özellikleri, kendilerinin doğru yolda olduklarını iddia etmeleridir. Bunlar kendilerinin dürüst olduklarını iddia ederken başkalarına akıl verirler. Bir taraftan da şeytanın bile aklına gelmeyecek hilelere başvururlar.

Enfal 62: “Eğer sana hile yapmak isterlerse, sana yetişecek Allah’tır. O’dur ki yardımıyla ve müminlerle destekledi.”

Enfal 64: “Ey peygamber! Allah sana da arkandan gelen müminlere de yeter.”

İlk ayette Allah, Hz. Muhammed’e (s.a.v.) sesleniyor. Fakat devamındaki ayette yardımının ve desteğinin müminler için de geçerli olduğunu vurguluyor. Ayet, Müslüman demiyor, mümin diyor.

Dolayısıyla diliyle değil, kalbiyle ve yaptığı işlerle Allah yolunda olanların da yardımcısı olduğunu bizlere müjdeliyor. Allah’ın istediği gibi, adaletli ve insaflı hareket eden insanlara da yetişecek Allah’tır. Ve Allah hepsine de yeter.

Maide 2: “…….birtakımlarına karşı beslediğiniz kin, sizi sakın tecavüze sevk etmesin! İyilik ve takva üzere yardımlaşın, günah ve düşmanlık üzere yardımlaşmayın! Allah’tan korkun; çünkü Allah’ın cezası şiddetlidir.”

Yanlışlıklar içerisinde hareket ettikçe bataklığa daha fazla gömülenler, sizler, sadece kendi gayretinizle kurtulamazsınız. Aksine bataklığa gömülürsünüz. Hem yaşarken perişan olursunuz, hem de dünya durdukça bütün insanlık sizleri nefretle hatırlar. Tarih ve Kur’an böylelerinin örnekleriyle doludur.

Gelin, Yüce Yaradan’ın yolundan gitmeye çalışanlardan yardım isteyin. Onlara teslim olun. Allah’ın merhametine sığının. Bundan sonra dürüst davranın. Sözünüzde durun.

Allah merhametlilerin en hayırlısıdır. Uyarılara rağmen anlamamakta ısrar edenler için ise unutulmasın ki, Allah’ın cezasından daha şiddetli ceza yoktur.

Allah bir şeyin olmasını istediğinde, O’nun sadece ‘ol’ demesi yeterlidir.

 

Bu yazı Genel kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.