ALLAH’IN MÜMİNLERE YARDIMI

ALLAH MÜMİNLERE YARDIM EDER

Yazımızın başlığındaki müminler sözüne dikkat edelim. Başlık “Allah Müslümanlara Yardım Eder” şeklinde değil. Eğer Müslümanlara yardım etseydi, İslâm dünyası yer altı zenginliklerine rağmen, sıkıntı içerisinde olmazdı.

Müslüman ile mümin arasındaki fark konusunda, Kur’an’da çeşitli ayetlerde bilgi verilmektedir. Bu hususta bu sitedeki çeşitli yazılarımızda ve “Müslüman olmanın, imanın, ibadetin, müminliğin şartları” adlı yazımızda Kur’an ayetlerinden örneklerle fikirlerimizi belirttik.

Yüce Yaradan’ın, müminlere yardım ettiği yöntemlerden bir tanesi hakkındaki fikrimizi, bir önceki yazımızda ifade etmiştik. Allah’ın, iyi niyetli insanların kalplerine bazı fikirleri indirerek yardımcı olduğunu ayetlerden örneklerle vermiştik. Benzer şekilde kötülük düşünmekten vazgeçmeyenlerin kalplerine de, onları bataklığa sürükleyecek fikirler indirdiğini ifade etmiştik.

Aşağıdaki ayetlerde ise, Allah, müminlere yardım edişiyle ilgili bir başka yöntem hakkında bizi aydınlatmaktadır.

Ali İmran 124: O zaman sen müminlere: “Rabbinizin size, indirilmiş üç bin melek ile yardım etmesi size yetmez mi?” diyordun.

125: “Evet, sabreder ve (Allah’tan) korkarsanız, onlar ansızın üzerinize gelseler, Rabbiniz size nişanlı beş bin melekle yardım eder.”

Arka arkaya gelen iki ayet de gayet açık. Allah her iki ayetinde de müminlere melekleri ile yardım ettiğini net bir şekilde anlatıyor. Müminlerin düşmanları aniden saldırsalar bile, Yüce Yaradan dilerse, derhal nişanlı beş bin melekle müminlere yardım edeceğini ifade ediyor. Ayetin ifadesinden anlaşılan, bu yardımın, Allah’ın bir lütfu olmaktan ziyade, bir taahhüt anlamında olduğunu gösteriyor. Çünkü bize olan Allah’ın lütfu, bizim mümin olabilmemiz için bize yaptığı yardımdadır.

Ayetin başlangıç cümlesindeki ifade tarzı da dikkat çekiyor. Bu yardımın, sabredenler ve Allah’a karşı gelmekten sakınanlara yapılacağını vurguluyor. Bu ifade, bir önceki ayette geçen mümin sözünün bir başka şekilde anlatımıdır.

Sabretmenin birçok anlamı vardır. Bunlardan biri, kâfirlerin baskılarına rağmen Allah’ın varlığına inanmakta ısrar etmektir. Aynı surenin 122 ve 123üncü ayetleri, Yüce Yaradan’ın varlığına inananların, Allah’ı inkâr edenlere göre güçsüz olduklarından bahseder. Hattâ müminlerin içerisinden, bu zayıflıklarını gören iki gurubun bozulmaya yüz tuttuğunu anlatır. Demek ki, karşıdakilere göre daha güçsüz durumda oldukları halde, Allah’a inançlarından hiçbir şey kaybetmeyenler, sabredenlerdir.

Ayet, sabrettikleri gibi, aynı zamanda, Allah’tan sakınarak yaşayanlara hitap etmektedir. Buradan anlaşılan; sabreden ve Allah’tan korkanlar, mümin olarak kabul edilmektedirler.

Ali İmran 150: “Hayır! Sizin Mevlânız Allah’tır. O yardımcıların en hayırlısıdır.”

Yukarıdaki ayetten önceki ayette, iman edenlere hitap ediliyor. 150inci ayette de sizin sözüyle, iman edenler kastediliyor. İman edenlerin sahibinin, efendisinin Allah olduğunu ifade ediyor. Dolayısıyla Yüce Yaradan, sahibi solduğu müminlere elbette yardım edecektir. Nitekim ayetin devamında, yardım edenlerin en hayırlısının Allah olduğu vurgulanıyor.

Allah’ın her şeye gücü yettiği için, O, müminlere yardım etmek dilerse, bizim bilemeyeceğimiz ve anlayamayacağımız yöntemlerle gerçekleştirir. Yüce Yaradan’ın sadece “ol” demesi yeterlidir.

Allah’ım, sabredenlerin ve Senden sakınanların, bozgunculara ve hainlere karşı mücadelesinde bugüne kadar yardımcı olduğun gibi, lütfunla bundan sonra da yardımcı ol Allah’ım.

Bu yazı KUR'AN ÜZERİNE, Sosyal kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.