KALKINMANIN BOYUTLARI

KALKINMANIN BOYUTLARI

 

Bu sitede yayınladığımız, “maddi ve manevi GSYİH birlikte olmalıdır” başlıklı yazımızda, kalkınmanın boyutlarını, maddi ve manevi alan olarak değerlendirmiştik. O yazımızda da belirttiğimiz gibi, kalkınmanın göstergesi olarak tek başına maddi GSYİH yeterli değildir. Güvenlik, sağlık, huzur gibi konuların, manevi kalkınmanın göstergeleri olduğunu belirtmiştik.

Bu yazımızda konuyu biraz daha farklı yönlerden irdelemeye çalışacağız.

Ülkelerin kalkınmışlıkları karşılaştırılırken, ya GSYİH veya kişi başına düşen milli gelir miktarları üzerinden fikir yürütülür. Bu rakamlar elbette önemlidir. Ancak bu rakamlar kadar mühim olan bir başka husus, bu zenginliğin dağılımıdır. Ülkenin zenginliğinden, kimlerin ne oranda pay aldıkları, önemli bir göstergedir. En yüksek gelire sahip %1 veya %10luk gurubun, maddi gelişmişlikten ne kadar pay aldığı önemli olmakla birlikte, aynı şekilde önemli olan bir husus da, en düşük gelire sahip %5, %10 veya %20nin zenginlikten aldığı pay da çok mühimdir.

Şehirlerde yaşayanların gelirleri ile kırsal alanda yaşayanların kazançları arasındaki farkın miktarı ve oranı önemlidir. Benzer şekilde, şehir ve köyde yaşayanların gelirleri ve giderleri arasındaki fark yani tasarruf imkânları da mühimdir.

Diğer taraftan, şehirlerde yaşayanların eğitim ve sağlık imkânlarının, kırsal alandakilere göre farklılığının oranı ve miktarı önemlidir. Benzer şekilde, çevre şartlarının ve altyapıların karşılaştırılmaları da mühimdir.

Kısaca ifade edersek, maddi kalkınmanın ülke sathındaki dağılımı önemlidir. Aynı şekilde sosyal kalkınmanın yurt genelindeki yapısı mühimdir.

Kalkınmışlığı gösteren bir başka boyut daha vardır. O da, insanlarının kalkınmışlık durumlarının karşılaştırılmasıdır. Bu karşılaştırma, hem fert olarak yapılmalıdır hem de toplum olarak değerlendirilmelidir. Ülkenin kalkınmasının, vatandaşlarının fert olarak kabiliyetlerinin artırılmasına katkısı önemlidir. Vatandaşlarının organizasyon yapma becerileri, anlatılan bir işi kavrama kabiliyetleri gibi hususlarda, maddi kalkınmadan olumlu yönde ne kadar etkilendikleri, kalkınmışlığın bir göstergesidir. Kalkınmışlığın, kişilerin okuma alışkanlıklarını ne oranda arttırdığı önemlidir.

Kalkınmışlığın bir önemli göstergesi de, güzel sanatlar alanındaki verilerdir. Kalkınmışlık, önce edebiyat alanında etkisini gösterir. Edebiyat denilince sadece şiir, hikâye ve roman yazarlığı akla gelmez. Fikri yazılar ile kültürel konuları işleyen ve gelecek nesillere de katkıda bulunacak eserlerin miktarı da çok önemlidir.

Diğer taraftan, vatandaşlarının ferden, müzik ve resim gibi konulardaki kabiliyetlerinin ne ölçüde arttığı da mühimdir. Bu iki alan doğal kabiliyetlere daha çok bağlıdır. Ancak, yine de kalkınma ile –diğer konular ile aynı oranda olmasa bile- ilgilidir.

Kalkınmışlığın etkileri, vatandaşların toplum olarak davranışlarında da görülür. Toplum olarak, bir konu hakkındaki tepkilerinin şekli önemlidir. Kalkınmışlık toplumları, sabırlı davranmaya ve mantıklı düşünmeye yönlendirir. Kalkınmışlık, toplumun spor alanındaki kabiliyetinin yaygınlaşmasıyla da ölçülür. Kişilerin ferden yaptıkları müzik ve resimlerden, toplumun olumlu yönde ne kadar etkilendikleri de, kalkınmışlığın bir göstergesi olarak görülebilir.

Sonuç olarak kalkınmışlık, hem maddi hem manevi alanda olmalıdır. Hem fertlerin becerilerini geliştirmeli, hem de yeni karşılaştıkları bir işin veya sorunun üstesinden gelmelerine yardımcı olmalıdır. Kalkınmışlık, bütün vatandaşlar arasında dengeli yayılmalıdır. Vatandaşlar arasında, gerek maddi, gerekse sosyal seviye açısından var olan farkı azaltmalıdır. Kişileri fikren geliştirmelidir. Toplumların, tabiri caizse, dolduruşa gelmelerini önlemelidir. Önderlerinin, toplumu olumlu yönde etkilemelerini sağlamalıdır.

Allah’ım, kendimize, toplumumuza ve insanlığa faydalı olacak bir kalkınma mücadelesi içerisinde olabilmemiz için, bizlere yardımcı ol.

Bu yazı Ekonomi kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.