YENİ YILDA KENDİ KABUĞUMUZU, İÇTEN KIRMAMIZ DİLEĞİYLE
İnsanlık olarak yeni bir takvim yılının eşiğindeyiz. İnsanlar, her yeni yıla umutla girerler. Fakat büyük çoğunluk umduğunu bulamaz. Ömrü olanlar yeniden umutlanmak için yeni bir yılın girmesini beklerler. Dolayısıyla, insanların çoğu için umutlar, hep yeni gelecek yıllara kalır.
Elbette bizler, yeni yılda nelerle karşılaşacağımızı bilemeyiz. Gaybı, sadece ve sadece Yüce Yaradan bilir. Fakat daha mutlu ve huzurlu olabilmemiz için, bazı şeyleri değiştirmek bizim elimizde. Bu konuyla ilgili olarak yine bu sitede yayınladığımız “Kafaların İçi Değişirse, Dünya Değişir” başlıklı makalemizde bazı açılardan fikirlerimizi ifade ettik.
O yazımıza, Albert Einstein’ın: “Ön yargıları parçalamak, atomu parçalamaktan çok daha zordur” sözüyle başlamıştık. Kelimelerin sihirli olduğunu düşünerek , sözcüklerin peşine takıldığımızı vurgulamıştık. “devrim”, “inkilâp”, “özgürlük”, “demokrasi”, “sevgi”, “dost” gibi kelimeleri çok söyleyince, onları gerçekleştireceğimizi düşünmek yanlışlığına düştüğümüzü belirtmiştik. Yazımızı aşağıda vereceğimiz son paragrafı ile bitirmiştik:
Kur’an’da insanlara en çok yapılan tavsiyenin, düşünmemiz yani akıl yürütmemiz olduğunu dikkate aldığımız zaman değişimi başlatmış oluruz. Düşündükçe ve konulara Rahmani açıdan baktıkça, önce kendi kafamızın içinin değiştiğini göreceğiz. Biz değişirsek zaten dünya da değişecektir. Gücü, kelimelerde aramayıp kalbimizde arasak, sihirli formüle gerek kalmadan huzuru bulmuş oluruz.
Tabiat, değişime nereden başlamamız gerektiği hususunda bize sürekli yol göstermektedir. Bilindiği gibi, bir yumurta içten kırılırsa, yeni bir hayat başlar, dıştan kırılırsa, yumurtanın hayatı biter. Benzer şekilde bir başak tanesi içten çatlarsa, yeni bir hayat başlar, dıştan kırılırsa hayatı biter.
Bu durumu insanlara uygularsak, benzer sonuçlara ulaşırız. Bir insan kendi iç dünyasındaki kabuğunu içten çatlatırsa, yepyeni bir hayata merhaba diyebilir. Tamamen farklı bir insana dönüşebilir. Tarihte böyle insanların örnekleri çoktur. Aziz Pavlus, Hz. Ömer, Ebu Zer, Haild bin Velid, Buddha gibi insanlar sadece geniş kitlelerin bildiği birkaç örnektir.
Yeni yıla girerken, geçmiş dönemimizin muhasebesini, içimizden, kimseye duyurmadan, fakat ayna karşısında gözlerimizin içerisine bakarak yaparsak, umulur ki bizde de benzer değişimin temeli atılmış olur. Ayna karşısında kendimizle konuştuğumuzda, kendi şahsımıza saygı duymadıysak, gözlerimize bakarak konuşmayı sürdüremediysek, moralimizi bozmayalım.
Ayna karşısında yine kendi gözlerimizin içerisine bakarak, kendimizle konuşmaya devam edelim. Bu defa, hatalarımızı düşünmeye çalışalım. Kendimizi; aldattığımız, ezdiğimiz, hor gördüğümüz insanların yerine koyalım. Kendimizi onların yerine koyduğumuzda, bizim hakkımızda neler düşündüklerini hayal edelim.
Sonra bu hatalarımızı düzeltmek için, neler yapmamız gerektiğini düşünelim. Ayna karşısındaki kendimizle yaptığımız bu konuşmayı, kendimizden gurur duyacağımız davranışların ve anlayışların neler olacağını bulana kadar sürdürelim. Böyle yaparsak, yeni yılda daha huzurlu bir hayata merhaba diyebiliriz. Yoksa, içine düştüğümüz kısır döngüden çıkamayız. Yaşayan ölü gibi oluruz. Hem bu dünyamızı hem ahiretimizi kaybederiz.
Aziz Pavlus gibi Hz. İsa’yı, Hz. Ömer gibi Hz. Muhammed’i öldürmek için yola çıktıktan sonra rüya görmeyi beklemeye veya iç muhasebe yapmaya gerek yok. Veya Alfred Nobel gibi, gazetelerde yanlışlıkla yapılan, kendi ölüm ilanını ve hakkında yazılanları gördükten sonra muhasebe yapmaya da gerek yok. Onların nasıl muhasebe yaptıklarını, akıllarından neler geçirdiklerini düşünmek yeterli.
Ailemizin veya dostlarımız dediğimiz, ama gerçek durumlarını bilmediğimiz insanlar arasında yeni yıla girmeyi beklerken de, muhasebe yapabiliriz. Yapacağımız muhasebe sonrasında kendi kabuklarımızı kırarsak, gelecek yeni yıllarda, gerçek dostlar ve gerçek aile arasında yaşama imkânını yakalayabiliriz. Yeter ki Allah ömür versin.
Demek ki, umutla beklediğimiz yeni yılda daha huzurlu olabilmemiz, geçmişin muhasebesini gerçek anlamda yapabilmemize bağlı. Unutmayalım, biz insanlığa hizmet için, yani Yüce Yaradan’ın gösterdiği yola doğru bir adım atarsak, Allah bize daha fazla adım atar. Yani bize daha çok yol gösterir ve yardımcı olur.
Allah’ım, bizlere verdiğin akıl, vicdan ve iradeyi kullanarak yapacağımız iç muhasebemizde, lütfunla bizlere yardımcı ol. Yine lütfunla, bizlerin irade gücümüzü artır.