ŞER ÜÇGENİ

ŞER ÜÇGENİ KURANLARI,  ALLAH’A VE ALLAH’IN ORDULARINA KARŞI KİM KORUYABİLİR?

 

Allah’ın insanlar için kurduğu düzende elbet zengin de olacak, fakir de olacak. Benzer şekilde yönetici de, yönetilen de ayrı olacak.

Allah Kur’an’da bu durumu bizlere anlatırken, böyle bir düzeni işlerin gördürülebilmesi için kurduğunu belirtiyor. Ama zenginlik ve makam verdiklerinin de sorumlulukları olduğunu sıkça vurguluyor.

Nahl Suresi 71. “Allah bazınızı bazınıza rızıkta üstün kıldı, fazla verilenler rızıklarını ellerinin altındakine vermiyorlar ki eşit olsunlar. Şimdi Allah’ın nimetini mi inkâr ediyorlar?”

Hud Suresi 15: “Her kim dünya hayatını ve ziynetini isterse, Biz onlara işlerinin karşılığını dünyada tamamen öderiz ve bu hususta kendilerine densizlik yapılmaz.”

Allah Kur’an’da bu iki zümreden sadece iki örnek verir. Zenginler için Karun, makam sahipleri için Firavun. Bu ikisi de haddi çok fazla aştıkları için insanlığa örnek olacak şekilde cezalandırılmışlardır.

Hâlbuki Allah, yanlış davranışlarda bulunan ama haddi aşmayan diğer zenginler ve makam sahipleri için hesabı ahirette göreceğini Hud Suresinin devam eden 16.ncı ayetinde açıkça belirtmiştir.

Yüce Yaradan, tarih içerisinde Kendisine söz verdikleri halde sözlerinden dönenleri lanetlediğini ve kalplerini mühürlediğini anlatarak bizleri uyarır ve yol gösterir. Allah bir topluluğun içerisinde düşünen ve düzgün işler yapanları ayırır ve gurubun tamamını lânetlemez.

Bakara Suresi 88: “Bizim kalplerimiz perdelidir. “dediler. Öyle değil; Kâfirlikleri sebebiyle Allah onları lanetledi. Onun için pek az imana gelirler.”

Yani Yüce Yaradan, haddi aşmadıkça kimsenin kalbini mühürlemez. Kimseyi de lânetlemez. ‘Biz zaten lanetliyiz’ diye düşünerek hainliklerine, şer üçgeni oluşturma çabalarına kılıf arayanlar, hatayı kendilerinde arasınlar. Allah böylelerini cezalandırırken sonraki nesillerini cezalandırmaz ve lânetlemez. Her nesil kendisinden ve gelecek nesli kötü yönde etkilememekten sorumludur.

Diğer taraftan Yeryüzü bütün genişliğine rağmen dar gediğinden kendilerine fellik fellik yer arayanlar, Allah bizim kalbimizi mühürledi diye suçu Yüce Yaradan’a atmasınlar. Kendilerini sorgulasınlar.

Özür dileyerek yanlıştan dönenlerden, bağışlandıkları için rahat ettikten sonra sözünden dönenlerle ilgili olarak, Allah Kur’an’da diyor ki: “Eğer siz dönerseniz, Biz de döneriz.” Ayette “Biz” denilerek, bağışlananlar için hareketlerini durduran Allah’ın orduları kastediliyor.

Geçmişteki düşmanlıklarını bir tarafa bırakarak şer üçgeni oluşturmaya çalışanları Yüce Yaradan şöyle tanımlıyor;

Haşr Suresi 14: “Size hepsi toplanarak savaş yapamazlar, ancak müstahkem mevkilerde veya duvarlar, siperler arkasından yaparlar. Aralarında çekişmeleri şiddetlidir. Sen onları toplu sanırsın, hâlbuki kalpleri dağınıktır. Bu onların akıl etmez bir topluluk olmalarındandır.”

Şer için güç birliği yaptıklarını zanneden aralarındaki çekişmeleri şiddetli ve kalpleri dağınıklar, kendilerine destek bulacaklarını hayal ederler. Hâlbuki yanlış yaparak günah kazanmak başka, haddi aşarak helâk edilmek tamamen başka bir şeydir. Bu sebeple kendilerine destek bulamazlar.

Zaten Allah’ın ordularına hiçbir gurup karşı gelemez. Çünkü Yüce Yaradan’ın orduları, sadece insanlık âleminden oluşmaz. Allah, bütün âlemlerden istediğini ordusunda görevlendirir.

İnsanlar içerisinden görevlendirdikleri için ölüm, yok olmak değildir. Aksine Allah’a kavuşmaktır. Şehitler Yüce Yaradan nezdinde diridirler.

Yüce Yaradan ordularını görevlendirmeden önce ordusundaki insanlara yol gösteriyor. Müntehine 8: “Allah size, din hakkında sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kimselerden, onlara iyilik etmeniz ve kendilerine adalet yapmanızdan nehyetmez. Çünkü Allah adalet yapanları sever.”

Ayetten de anlaşılacağı gibi, Allah haddi aşmayanlara adaletli davranılmasını istiyor. Fakat halen anlamayanları da sıkça uyarıyor. Yüce Yaradan hiçbir uyarısında, bu son ikazdır demiyor.

Allah’ın şiddetli cezası, aniden ve hiç beklemedikleri bir anda geliyor. Kimse bir şey yapamıyor. Bulundukları yerde çöküp kalıyorlar.

Allah’ım şer üçgeni peşinde koşanlara, içlerindeki güzel insanların yüzü suyu hürmetine, bir fırsat daha ver.

Allah’ım, Senden, ilmini bilmediğim isteklerde bulunmaktan yine Sana sığınırım.

Bu yazı Genel kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.