BARDAĞI TAŞIRAN, SON DAMLADIR
Yüce Yaradan Kur’an’ında bazı peygamberleriyle ilgili bilgiler verir. Peygamberlerini yalanlayanların başlarına gelenleri, örnekleriyle bizlere anlatır. Bizlerin ders almamızı ister.
Ancak iki peygamberi için verdiği misaller, sonsuza kadar bütün nesiller için ibrettir. Biri Nuh peygamber dönemindeki tufandır. Bu tufanla ilgili olarak, dünyanın farklı bölgelerindeki eski her milletin destanlarında (Sumerler, Mısırlılar, Asurlular, Orta Asya’daki Türkler, Çinliler vb.) değişik bir anlatımı vardır. Tevrat ve İncil’de de bu olaydan bahsedilir. Yani binlerce yıldır insanlık tufan konusunda bilgi sahibidir.
Allah bu bütün dünya için ibret olacak tufan olayını, Hz. Nuh’un duasından sonra gerçekleştirmiştir. Bütün iyi niyetli gayretlerine rağmen derdini anlatamayınca, başka çare bulamayan Hz. Nuh, herkesin Rabbine dua etmiştir. Nuh Suresi 26: Nuh demişti ki: “Ey Rabbim! Yeryüzünde kâfirlerden hiçbir kimse bırakma!”. Saffat Suresi 75: “And olsun ki Nuh Bize yalvarıp yakardı, Bizde hakikaten duayı ne güzel kabul ederiz.”
İkinci ibretlik vaka, Firavun ve kavminin denizde boğulmasıdır. Bu olayda da, Firavun ile her türlü konuşmasında sonuç alamayan Hz. Musa, sonunda Yüce Yaradan’a yakarmıştır.
Yunus Suresi 88.ayet: “Musa dedi ki; ‘Ey Rabbimiz! Sen Firavun’a ve kavmine dünya hayatında bir ziynet ve nice nice mallar verdin; yolundan saptırsınlar diye mi ey Rabbimiz? Ey Rabbimiz! Mallarını sil süpür ve kalplerini şiddetle sık. Zira o acı azabı görmedikçe iman etmeyecekler.”
- ayet: “Peki duanız kabul olundu. Siz yine istikamete doğruluğa devam edin ve kendini bilmeyenlerin yoluna uymayın.” buyurdu.
Demek ki, çaresiz kalan ve son çare olarak dua eden mazlumlar, Allah’ın gösterdiği yoldan ayrılmadan yürümeye devam ederlerse, Yüce Yaradan’ın yardımına mazhar oluyorlar. Nitekim atasözleri de bu durumu başka bir şekilde bahseder: “Alma mazlumun ahını, çıkar aheste, aheste.”
Diğer taraftan, ibret alınacak güzel örnekler de vardır. Meselâ, Ebu Zer. Gifari kabilesinin soyguncu bir üyesi olan Ebu Zer, kendi iradesiyle Müslüman oldu. İslâmiyet’e girdikten sonra, gelecek nesillere örnek gösterilen en dürüst Sahabeler arasına girdi. İnşallah ahiret yurdunda da, Yüce Yaradan onu, Cennetinin varislerinden kılar.
Bir başka örnek insan, Hz. Ömer’dir. O da Müslümanların en korktukları düşmanları iken, kendi iradesiyle İslâmiyet’e girdi. Sonrasını herkes biliyor. Benzer şekilde, Müslümanların Uhud Savaşında yenilmelerine sebep olan Halid bin Velid gibi, sonradan kendini düzelten nice güzel örnek olan şahsiyetler var.
Biz kendimize hangilerini örnek alırsak ve davranışlarımızı ona göre yönlendirirsek, Yüce Yaradan da bizlere öyle muamele etmektedir. Hidayet isteyene hidayeti vermektedir. Zorbalığa, insanları aldatmaya devam edene ise, bardağı taşıran son damlayı bekleyerek karşılık vermektedir.
Gelecek nesillerce nasıl anılacağımızın seçimi, bize ait. Ama unutmayalım ki, bardağı taşıran son damlayı biz bilemeyiz, Rabbimiz bilir.