ALLAH ARTIK BENİ AFFETMEZ DİYENLERE
Her insanın içerisinde hem evliyalık hem de eşkıyalık duygusu vardır. Bu iki his, birbiriyle çoğu zaman çatışır. Bu kavga insanı huzursuz yapar. Huzursuzluk kişiyi yanlışa sürükler. Çünkü dünya nimetleri üstün gelir. Böyle durumlarda içimizdeki şeytan bizleri vesveseye verir.
Bu vesvese, aslında Allah’a inanan bir insana, geçmişte yaptıklarından dolayı çok kötü bir insan olduğunu ve pişmanlık duyarak düzelse bile, affedilmesinin mümkün olmadığını düşündürür. Bu fikre varan insan, “nasıl olsa ahireti kaybettim, bari dünyamı kurtarayım” diyerek hatalarında devam eder.
Zumer Suresi 53. ayet: “De ki; ‘Ey kendi nefisleri aleyhinde aşırı gitmiş kullarım! Allah’ın rahmetinden umudu kesmeyin; çünkü Allah bütün günahları mağfiret buyurur. Şüphesiz ki O, çok bağışlayan, çok merhamet edendir.”
Demek ki, inandığını söyleyen bir insan, Allah’ın rahmetinden umudunu kesmemelidir.
Yusuf Suresi 87. ayet: “…Allah’ın rahmetinden umut kesmeyin; çünkü Allah’ın rahmetinden inkâra sapanlar topluluğundan başkası umudunu kesmez.”
Ayetlerden anlaşılan, insanlar ne kadar hataya düşmüş olursa olsun, eğer pişman olmuş bir kalp ile Yüce Yaradan’ın huzuruna çıkarlarsa, affedilmeleri ihtimali vardır. Pişman olduklarını, daha sonra temiz bir kalp ile yapacakları icraatlarıyla göstermelidirler. Aksi takdirde Allah ile dalga geçmeye çalışmış olur ki, böyle durumlarda kişi, kalbi mühürlenenler arasına girebilir.
İsra Suresi 8: “Olur ki Rabbiniz size rahmet eder. Eğer yine dönerseniz, Biz de döneriz. Öyle ya Biz cehennemi kâfirlere zindan yapmışız!”
Yüce Yaradan, A’raf Suresi 55. ayette: “Rabbinize yalvara yalvara ve için için dua edin. Şüphesiz O haddi aşanları sevmez.” O halde dualarımız da, pişmanlığımız da, icraatlarımız da kalpten olmalı.
İsra 25: “Rabbiniz nefislerinizdekini daha iyi bilir. Eğer siz iyi kimseler iseniz, şüphesiz ki O, çok tövbekâr olanlara bağışlayıcıdır.”
O halde geçmişteki hatalarımıza takılıp kalmamalıyız. İyi kimseler olmaya gayret etmeliyiz. Kalpten tövbe etmeliyiz. Yoksa hem ahireti kaybederiz, hem de dünya hayatında rezil-rüsva oluruz.
Ahiretini kaybeden bir kişiyi, bütün insanlar sevse, bu sevginin hiçbir kıymeti yoktur. Ayrıca Allah’ın kalbini mühürlediği bir şahsı, insanların affetmesi düşünülemez. Eğer, kalbi mühürlenen insanlar, başkalarının da pişmanlıklarına engel olurlarsa, her iki dünyada da cezaları katlanır.
Allah’ım, insanların Senden umudunu kesen sapkınlardan olmamaları ve kalplerinin mühürlenmemeleri için onlara irade gücü ver.