ALLAH, MÜSLÜMANLARA NEDEN YARDIM ETMİYOR

VAADİNDEN CAYMAYAN ALLAH, NİÇİN MÜSLÜMANLARA YARDIM ETMİYOR

Aşağıdaki ayette Yüce Yaradan, Müslümanlara yardım vaadinde bulunuyor:

29 Ankebut Suresi 69: “Ama bizim yolumuzda cihat edenleri, elbette kendi yollarımıza eriştireceğiz. Hiç şüphe yok ki Allah iyi davrananlarla beraberdir.”

Allah’ın vaadinin en hakiki vaat olduğunu beyan eden 35 civarında ayet var. Aşağıdaki iki ayette ise, Allah’ın vaadinden caymayacağına dair net ifadeler var.

30 Rum Suresi 6: “Allah’ın vaadi budur. Allah, vaadinden caymaz. Fakat insanların çoğu bilmezler.”

22 Hac Suresi 47: “…Allah sözünden dönmez…”

Kur’an’daki bu net ifadelere rağmen Allah Müslümanlara yardım etmiyor. Günümüz Müslümanları yeraltı ve yer üstü tabii kaynaklara sahip olmalarına karşılık en çok sıkıntı çekenler arasındalar.

Neden yardım etmediği sorusuna bazı yönlerden cevabı dua konusunda yazdığımız önceki iki yazımızda bulmaya çalıştık. Bu yazı konusunu ilgilendiren ayet Ankebut 69 olduğu için cevabı ayetin içerisinde arayalım.

Ayette Yüce Yaradan, Onun yolunda cihat edenleri, Kendi yoluna eriştireceğini ifade ediyor. Demek ki, Allah’ın yardımını hak edebilmek için, Onun yolunda cihat etmek gerekiyor. Yine bu sitede yayınlanan “Allah Yolunda Savaşmak Ne Demek” ve “İslam’da Cihat” başlıklı yazılarımızda konuyla ilgili bazı fikirlerimizi belirttik. Allah yolunda cihat etmek önce kendi nefsimizle cihat etmekle başlıyor. Kendi nefsiyle yaptığı mücadeleyi kazanan bir kişi artık Allah yolunda savaşmaya hazır hale gelmiş oluyor. Buna rağmen her an nefsine hâkim olamayabiliyor.

Bu durumu bize en iyi anlatan yine Kur’an. Aşağıdaki ayet Uhud Savaşı sonrası inen bir ayet. Bilindiği gibi, Uhud Savaşı için müşrikler 3.000 kişilik bir ordu toplamışlar.  Müslümanlar Medine’den önce 1.000 kişi yola çıktılar. Fakat Abdullah bin Uvey, peygamber efendimize bir bahaneyle kızarak 300 adamıyla geri döndü. Kalan 700 Müslüman gelen düşmanın sayısını bildikleri halde yola devam ettiler. Yani Uhud’a doğru yola çıkanlar, imanlarından şüphe edilmeyecek kişiler.

İşte bu mübarek Müslümanlar, önce kendileri canla başla mücadele ettiler. Bu sebeple Allah’ın yardımına mazhar oldular. Savaş kazanıldı. Fakat içlerinden bazıları ganimet hırsına kapıldılar.  Peygamberin emrini dinlemeyerek yerlerini terk ettiler.

Savaşın gidişatını net anlamak için aşağıdaki ayete bakalım.

3 Ali İmran Suresi 152.  “Siz Allah’ın izni ile düşmanlarınızı öldürürken,  Allah,  size olan vaadini yerine getirmiştir.  Allah size sevdiğiniz  (galibiyeti)  gösterdikten sonra zaafa düştünüz. (Peygamber’in verdiği)  emir hakkında tartışmaya kalkıştınız ve isyan ettiniz.  Kiminiz dünyayı istiyordu,  kiminiz ahireti istiyordu.  Sonra Allah sizi,  denemek için onlardan geri çevirdi ve sizi bağışladı.  Allah müminlere karşı çok lütufkârdır.”

Ayet her şeyi net olarak ortaya koyuyor. Gerçekten Allah’ın rızasını kazanmak için mücadele ettikleri zaman Yüce Yaradan onları destekliyor. Fakat zaafa düşerek savaşın amacını ganimet almak şekline çevirince, desteğini kesiyor. Savaşanların içlerinde ahireti isteyenler olduğu için Allah, Müslümanları bağışlıyor. Nitekim Hz. Muhammed  (s.a.v.) de emre itaatsizlik edenleri bağışlıyor. Sonrasında peygamberin bu davranışını tasdik eden ayet iniyor.

Bu ayetten anlaşılan o ki, günümüz Müslümanları ganimet için yani diğer bir deyişle kolay dünya kazancı için mücadele ediyorlar. Bekliyorlar ki, Allah kendilerine yardım etsin ve onlar da bu sayede kolay kazanç elde etsinler.

Kur’an’da günümüz Müslümanlarını bir başka açıdan anlatan iki ayete dikkatimizi verelim. Aslında bu ayetler, İsrail oğulları hakkında inmiş. Ancak bilindiği gibi Kur’an, tarihi olayları örnekleyerek evrensel fikirler ifade eder. İnsanlık var oldukça hükümlerinin geçerliliği sürecektir. Kur’an’ın bu özelliği hakkında bu sitede çeşitli yazılarımızda fikirlerimizi belirttik.

2 Bakara Suresi 84: “Yine bir zamanlar misakınızı almıştık;  birbirinizin kanlarını dökmeyeceksiniz, nüfusunuzu diyarınızdan çıkarmayacaksınız.  Sonra siz buna ikrar da verdiniz ve ikrarınıza şahit de oldunuz.”

2.85: “Sonra sizler öyle kimselersiniz ki,  kendilerinizi öldürüyorsunuz ve sizden olan bir grubu diyarlarından çıkarıyorsunuz,  onlar aleyhinde kötülük ve düşmanlık güdüyor ve bu konuda birleşip birbirinize arka çıkıyorsunuz,  şayet size esir olarak gelirlerse fidyeleşmeye kalkıyorsunuz.  Hâlbuki yurtlarından çıkarılmaları size haram kılınmış idi. Yoksa siz kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz?  Şu halde içinizden böyle yapanlar,  netice olarak dünya hayatında perişanlıktan başka ne kazanırlar,  kıyamet gününde de en şiddetli azaba uğratılırlar.  Allah,  yaptıklarınızdan gafil  değildir.”

Ayetlere baktığımızda sanki bugünkü Müslümanları anlatıyor diye düşünülebilir. Günümüzde Müslümanlar, çok çeşitli nedenlerle farklı mezheplere, tarikatlara, cemaatlere ayrılmış durumdalar. Yine bu sitede yayınlanan bir yazımızda peygamber efendimize atfedilen fakat sahih olmadığı hemen anlaşılan aşağıdaki hadis, bu parçalanmayı keskinleştirmektedir.

Hadis: “Benden sonra ümmetim 73 guruba ayrılacak, bunun 72si cehennemlik, biri cennetlik olacak”

İşte bu hadisi doğru kabul eden her gurup, kendileri dışındakileri cehennemlik olarak görmektedir. Bir tek kendileri cennetliktir. Dolayısıyla kendileri dışındaki herkes öldürülmeyi hak etmektedir. Müslümanların aralarına girmiş olan yabancıların ektikleri nifak tohumları da bu hususta katalizör görevi yapmaktadır.

Devreye katalizörler de girince, bazı Müslüman guruplar cenneti de parsellemişler. Bağlı oldukları ana gurubun üyelerinin dahi cennete gidemeyeceklerini, kendi kollarından yani, ana tarikattan değil kendi alt gruplarına mensup olanların cennete girebileceklerini ifade etmektedirler. Muhtemeldir ki, şeytanın bile aklına gelmeyecek bu iddia yüzünden, Yüce Yaradan, Müslümanlara yardım etmiyor.

Kur’an ayetlerini irdelediğimizde, Müslümanların bu halleri değişmeden Allah’ın yardım vaadine mazhar olunması ihtimali çok az. Muhtemel bir ihtimal, Kur’an’daki Allah nurunu tamamlayacaktır ayeti gereği vardır. Fakat Yüce Yaradan, nurunu nasıl tamamlar biz bilemeyiz. Onu ancak Allah bilir. Belki de yeni insanlar Müslüman olurlar, Yüce Yaradan onları destekler ve nurunu tamamlar. Belki de Nuh tufanında olduğu gibi, dünyayı yeniden düzenler.

Gaybı Allah bilir. Biz bu yazımızda Müslümanların, Allah’ın desteğini neden alamadıklarını anlamaya çalıştık. Umulur ki, Müslümanlar hatalarını anlayarak, kendilerini düzeltirler.

Allah’ım, Müslümanların doğru yolu bulabilmeleri için, onların iradelerine güç ver, onlara anlayış ihsan eyle.

Senin her şeye gücün yeter.

Bu yazı KUR'AN ÜZERİNE, Sosyal kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.