İNSANLIĞA HİZMET İÇİN

İNSANLIĞA HİZMET İÇİN, İYİ VE DÜRÜST OLMAK YETMEZ

 

Tarih içerisinde insanlığa hizmet edenleri incelersek, bunların hepsinin ortak özelliklerinin, iyi yönde ve dürüst düşünmek olduğunu görürüz. Fakat bu insanları daha yakından incelersek, onların başka özelliklere de sahip olduklarını anlarız. Bizim hayatını incelediğimiz insanlar, sadece haklarında belge bulabildiğimiz kişilerdir. Bunların çoğunluğu, yöneticilik yapmış veya ilimle uğraşmış yahut, insanları uyarmak için çabalamış şahıslardır.

Takdir edileceği üzere, insanlığa hizmet edebilmek için, illa yönetim kademesinde veya halkın önderi konumda olunması gerekmez. Hayatın içerisindeki her insan, kendi çapında, insanlığa hizmet edebilir. Önemli olan o kişinin, temelde, iyi ve dürüst olmasıdır. Düşünen insanın, çevresindekilerden zeki olması gerekmez. Asıl olan, düşüncesini, iyilik temeline oturtması ve dürüstçe düşünmesidir.

İnsanlığın lehine bir fikir üretebilmek için, iyi niyet yetmez. İlaveten bilgili olmak şarttır. Bilgili olmayan bir insan, kendisine de, çevresine de yeterince faydalı olamaz. Bilginin ise, sınırı yoktur. Bilgi sahibi olma mücadelesi, ömür boyu sürer, ciddi emek ve araştırma ister. Bu gerçeği görmeyerek, biraz gazete haberi okuyup, birkaç açık oturum izleyerek bilgi sahibi olduğumuzu düşünürsek, yanılırız. Aksine, belki de, daha zararlı sonuçlara sebep olabiliriz. Atalarımız “yarım hoca insanı dinden, yarım doktor candan eder” diye boş yere dememişlerdir.

Hayatın akışı içerisinde elde edilen tecrübeler, bilgimizi pekiştirir. Başkalarının geçmişte yaşadıklarından ve/veya kendi hayatımızdan ders çıkarmayı bilmek, tecrübemizi artırır. Yaşananlardan ders almayı başaramazsak, tarih sürekli tekerrür eder. Çünkü biz, hatalarımızı düzeltmiyor, onları tekrar ediyoruzdur. Dolayısıyla, tarihten ve yaşadıklarından kendine hisseler çıkaramayan ve çıkardığı dersleri uygulamaya sokamayan, davranışlarını yönlendiremeyen bir insan için,  tecrübeden bahsetmek yanlış olur. O kişi için en doğru söz, ‘saçlarını değirmende ağarttığı’dır.

İnsanlığa daha fazla faydalı olabilmek için; iyi, dürüst, bilgili ve tecrübeli olmak da yetmez. İnsanlığa karşı oynanan oyunları da bilebilmek gerekir. Çevrilen dolapların, görünürdeki sonuçlarını bilmek de yetmez. Asıl maksatlarını çözebilmek gerekir. Asıl amaçlarını anlamak da yetmez. Onların insanlığın aleyhine olan çalışmalarını engellemek için, karşı çözümler üretmek lâzımdır. Ancak çözüm üretmek de yetmez. Çözüm için ortaya çıkan güzel fikirleri, uygulamak şarttır.

Bir fikrin fiiliyata dönüşmesi için, onu uygulayacak cesaret gerekir. Cesaret gösterebilmek içinse, dünya nimetlerine değil, insanlığa hizmet fikrine bağlanmak lazımdır. İnsanlığa hizmet fikri de yetmez. İnsanlığa hizmet fikrinin sürekliliğini sağlamak gerekir. Süreklilik için yani, bıkıp da mücadeleyi bırakmamak için, Allah’ın rızasını kazanmayı hedeflemek şarttır. Yüce Yaradan’ın rızasını kazanmak için çabalarken, Cennet veya Cehennemi düşünmeden, sadece rızasını kazanmayı düşlemek elzemdir.

Allah’ım, bu dünyaya güzel eserler bırakabilmemiz için; bizlere irade gücü ver, mücadele azmi ver, zihin açıklığı ver, cesaret ver, sabır ve sebat ver. Âmin!

Bu yazı Sosyal kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.