ALLAH NEZDİNDEKİ ANA KİTAP

ALLAH KATINDAKİ ANA KİTAP ÜZERİNE

 

Müslümanların önemli inanışlarından birisi de, Levh-i Mahfuz diye tabir edilen yerdeki ana kitapta her şeyin ezelden yazılı olduğudur. Dolayısıyla başımıza ne geleceğinin ezelden belli olduğuna inanılır. Yazgımızı değiştirmek için bizim yapacaklarımızın bir faydasının olmadığı düşünülür.

Bu konuda karar verebilmek için, Allah’ın değişmeyen tek kitabı Kur’an’a bakmak gerekir.

Hadid 22: “Yeryüzünde ve kendi nefislerinizde uğradığınız hiçbir musibet yoktur ki, Biz onu yaratmadan önce, bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da) yazılmış olmasın. Şüphesiz bu, Allah’a göre kolaydır.”

Muhtemelen insanlar bu ayete dayanarak her şeyin önceden yazıldığına inanıyorlar. Ayetin tercümesini dikkatli okuduğumuzda cümlenin gidişatında cümlenin zamanının düşüklüğünün olduğu görülür. Doğru zaman cümlesi kullanıldığında, tercümenin şöyle olması anlaşılması açısından daha uygundur: “… hiçbir musibet yoktur ki, Biz onu yaratmadan önce, bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da) yazmış olmayalım…”

O halde ayetin anlatımına göre Allah, bir fiili yaratmadan önce onu kayıt altına alıyor. Fakat ayetin sonundaki “şüphesiz bu, Allah’a göre kolaydır” sözü, herhalde yaratılacak fiilin kitaba yazılması işlemini tanımlamıyor. Çünkü bu yazma işini küçük bir öğrenci de yapabilir.

İnsanlara göre imkânsız, ama Allah’a göre kolay olan husus, bir fiilin yaratılmasıdır. Yaratma her insan için ayrıca olacağına göre, ana kitaba kaydetmeler devam etmektedir ve insanlık var oldukça devam edecektir.

Nitekim Yasin Suresi 12inci ayet bu uygulamayı teyit etmektedir.

Yasin 12: “Şüphesiz biz, ölüleri mutlaka diriltiriz. Onların yaptıklarını ve bıraktıkları eserlerini yazarız. Biz, her şeyi apaçık bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da) bir bir kaydetmişizdir.”

Ayete göre Yüce Yaradan, ölüleri diriltiyor ki, onlara yaptıklarının karşılıklarını verebilsin. Yine ayetten anlaşıldığına göre Allah, karar vermek için, sadece o insanın dünyada yaşarken yaptıklarını yazdırmıyor. Bıraktıkları eserlerden kazandıklarını da yazdırıyor. Nitekim Al-i İmran Suresi 185inci ayete göre, ecirlerimiz kıyamet günü tamamlanacak.

Demek ki, kıyamet gününe kadar ana kitaba yazma işlemi sürecek. Her şey bir bir kaydedilecek. Sebe Suresi 3üncü ayete göre evrende zerreden küçük olanlar bile Yüce Yaradan’dan gizli kalamıyor. Bu durumda bizim yaptıklarımızı ve bizden sonrakilerin bizimle ilgili düşüncelerini, bizim bizden öncekiler hakkındaki fikirlerimizi, Allah hiçbir eksiklik bırakmadan yazdırıyor.

Sebe 3: ‘İnkâr edenler, “Kıyamet bize gelmeyecektir” dediler. De ki: “Hayır, öyle değil, gaybı bilen Rabbime andolsun ki, Kıyamet size mutlaka gelecektir. Ne göklerde ve ne de yerde zerre ağırlığında bir şey bile O’ndan gizli kalmaz. Bundan daha küçük ve daha büyük ne varsa, hepsi apaçık bir kitaptadır.’

Neml Suresi 75: “Gökte ve yerde gizli hiçbir şey yoktur ki apaçık bir kitapta (Lehvi mahfuzda) bulunmasın.”

Yukarıdaki ayetlerin bizlere öğrettiği, ana kitabın kapanmış bir kitap olmadığıdır.

Allah katındaki ana kitabın yazılmış bitmiş bir kitap olmayıp, her an değişen yani yaşayan bir kitap olduğunu ispat edercesine düşündüren diğer ayetlere bakalım.

Nahl Suresi 8: “Hem kendilerine binesiniz, hem de zinet olsun diye atları, katırları ve merkepleri yarattı. Ve şu anda bilemeyeceğiniz daha nice şeyler yaratacak.”

Ayete göre, Yüce Yaradan’ın yaratması devam ediyor ve edecek. Kâinatta olan her zerre ana kitapta yazılı ise, yeni yaratılacaklar da yazılacak demektir. Dolayısıyla ana kitap kapatılmamış, kayıtlar devam ediyor.

Enbiya Suresi 35: “Her nefis ölümü tadacaktır. Sizi bir imtihan olarak kötülük ve iyilikle deneyeceğiz. Hepiniz de sonunda bize döndürüleceksiniz.”

Ayet her insanın bu dünyada ölümlü olduğunu ve imtihan edileceğini net olarak belirtiyor. Demek ki bizden öncekiler gibi biz de, bizden sonra gelecekler de ölünceye kadar imtihan edileceğiz. Sonra diriltilerek karşılığını alacağız.

Eğer bir insan için en baştan karar verildiyse, imtihan niçin? İnsanlar hakkında imtihan sonunda karar verilmeyecekse, bu imtihan zulmü niçin? Allah kendi yarattığı kullarına zulmetmekten zevk alan bir yaratıcı mı?

Yüce Yaradan bu konuda Kur’an’daki birçok ayette bizleri bilgilendiriyor.

Yunus Suresi 44: “Şurası kesindir ki Allah, insanlara zerre kadar zulmetmez. Ne var ki, insanlar kendi kendilerine zulmedip duruyorlar.”

Peki, Allah insanlara zerre kadar bile zulmetmezse, bu imtihan niçin?

Enam Suresi 160: “Kim iyilik getirirse, ona o (getirdiği)nin on katı vardır. Kim kötülük getirirse, sadece onun dengiyle cezalandırılır; onlar haksızlığa uğratılmazlar.”

Demek ki imtihan, güzel işler yapana on misliyle güzellik vermek, ama kötü işler yapana sadece misliyle ceza vermek için yapılıyor. Yüce Yaradan insanlara zulmetmediğini daha birçok ayetiyle de gözler önüne seriyor. İyiliğe on misli fazlası güzellikle karşılık veriyor. Kötülük yapana ise yaptığı kadar ceza veriyor.

Acaba imtihan sonuçları sadece ahiret hayatında mı değerlendiriliyor? Bu dünya hayatında da karşılığı veriliyor mu?

Al-i İmran Suresi 165: “(Bedir’de düşmanı) iki katına uğrattığınız bir musibet (Uhud’da) size çarpınca mı: “Bu nereden” dediniz? De ki: “Bu başınıza gelen kendinizdendir”. Şüphesiz Allah her şeye kâdirdir.”

Bedir Savaşında Yüce Yaradan’ın yardımıyla, üç katı düşmana galip gelinmişti. Bu destek Uhud Savaşı sırasında Müslümanları gevşekliğe sevk etti. Yendikleri savaştan yenik çıktılar. Hunenyn Savaşı sırasında da benzer durumlar oldu. Demek ki Allah, bizlerin davranışlarına göre fiilini oluşturuyor. Bizler, Yüce Yaradan’ın yaptığı desteğe güvenerek gevşeklik yapar veya Allah’ın istemediklerini yaparsak (ganimetten haksız pay, kibirlenme vb.) bizden desteğini hemen çekebiliyor.

İşte Kendisinin rızası için savaşan Müslümanlara Allah’ın yaptığı bu uygulama, ana kitabın bu bölümünün yeniden yazıldığını gösterir.

Demek ki Allah’ın insanlara bu karşılıkları verebilmesi, imtihan sonucuna göre fiillerini oluşturması ile gerçekleşiyor. Eğer Yüce Yaradan fiillerini bizim davranışlarımıza göre oluşturacaksa ve ana kitaba her şey yazılıyorsa, yeni oluşturduğu fiillerini de yazdırması gerekir. Bu durumda, din adamlarınca Levh-i Mahfuz’da olduğu söylenen ana kitabın yazılıp bitmiş olması düşünülemez. İmtihan sonuçlarına göre her an yeni eklemeler yapılması gerekir.

Sonuç olarak, Allah’ın bahsettiği ana kitap, yazılmış ve kapanmış bir kitap değildir. Her an yeni yaratılan fiillerin yazıldığı ve yazılmaya devam edeceği yaşayan bir kitaptır. Dolayısıyla yeni fiiller bizim davranışlarımıza göre belirlenir ve yazılır.

Allah’ım, imtihanda başarılı olabilmemiz için, irade gücümüzü artır.

Bu yazı Dini, KUR'AN ÜZERİNE kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.