ALLAH YOLUNDA SAVAŞMAK NE DEMEK?
Allah yolunda savaşmanın amacı, Allah’ın rızasını kazanmaktır. Allah’ın razı olmayacağı bir şekilde, Allah yolunda savaşılmayacağı açıktır. İnsanların yanlış yapabileceğini düşünen Yüce Yaradan hemen her konuda olduğu gibi, bu hususta da bizlere yol gösteriyor.
Allah’ın gösterdiği yolları, Kur’an ayetlerinden örneklerle “İSLÂM’DA CİHAD” başlıklı yazımızda etraflıca işlemeye çalıştık. Bu sebeple bu yazıda, konunun başka yönlerini incelemeye çalışacağız.
Bir insan Allah yolunda savaşmaya yani, Allah’ın rızasını kazanmaya, önce kendi iç dünyası ile mücadele ederek başlamalıdır. Kişi içindeki, piyasa tanrısına yani, paraya ve güce tapan kimliğine karşı, Allah yolunda savaşmalıdır. Allah’ın rızasını kazanma yolunda yapılan bu savaş, zordur. Bilindiği gibi, her zaman dış düşmanlara karşı savaşmak kolay, iç düşmanlara karşı savaşmak zordur.
Bu sebeple kendi içimizle yaptığımız bu savaşta, mutlaka Yüce Yaradan’dan yardım istemeliyiz. Allah’ın rahmeti ve lütfu olmadan bu savaşı başaramayız. Fakat kendi içimizdeki savaşı başlatıp belli bir mesafe almadan, sadece dua ederek Allah’tan yardım istememizin bir anlamı yoktur. Allah yolunda hiçbir şey yapmayıp, her şeyi Yüce Yaradan’dan bekleyene, Allah’ın da hiçbir şey yapmayacağını ayetlerden anlıyoruz.
Bakara Suresi 186ıncı ayette “Kullarım, Beni senden sorarlarsa, (bilsinler ki), gerçekten ben (onlara çok) yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına cevap veririm. O hâlde, doğru yolu bulmaları için benim davetime uysunlar, bana iman etsinler.” Demek ki, duacının duasını kabul etmek için, Allah’ın davetine koşulması ve Ona hakkıyla iman edilmesi tavsiye edilmiştir.
Zumer Suresi 18: “O kullarımı ki, onlar sözü dinlerler, sonra da en güzeline uyarlar. İşte onlar, Allah’ın kendilerine hidayet verdiği kimselerdir. İşte temiz akıllılar da onlardır.” Ayet, Allah’ın sözünü dinleyen ve sözlerin en güzeline uyanları müjdeliyor. Onları, Allah’ın hidayet verdiği kişiler olarak niteliyor.
Dolayısıyla Allah’ın sözünü dinleyenler ve uyanlar, Allah yolundaki savaşta başarılı oluyorlar. Yüce Yaradan böyle insanların temiz akıllı olduklarını vurgulamakla, kendi içleriyle yaptıkları savaşı takdir ettiğini gösteriyor.
Kendi içiyle Allah yolunda yaptığı savaşı başararak, Yüce Yaradan’ın rızasını kazanan kişi için ikinci merhale, başkalarına örnek olmaktır. Allah’ın sözünü dinleyerek yaptığı salih amellerle çevresindeki insanlara faydalı olmaya çalışmaktır. Bu çabalarını da kendi menfaati için değil, Allah’ın rızasını kazanmak adına yapmaktır.
Bilindiği gibi, kendisi yardımsever olmayan birisi çocuğuna yardımsever olmasını tavsiye ederse bir anlamı olmaz. Tıpkı kendi sigara içerken çocuğuna içmemesini öğütleyen babanın durumuna düşer. Hâlbuki kendi Allah’ın sözlerini uygulayan birisinin başkalarına tavsiyelerde bulunmasına gerek yoktur. Onu görenler, davranışlarını takip edenler, düşünmeye ve kendilerini sorgulamaya başlarlar. Düşünen insan, Kur’an’daki beyanlara göre Allah’ın sevdiği insandır.
İnsanların düşünmelerine vesile olan kişi, Allah yolundaki savaşının ikinci merhalesini de başarı ile tamamlamış olur. Yüce Yaradan’ın rızasına mazhar olur. Bu davranışlar Allah yolundaki savaşların zor olanlarıdır. Bu nedenle çoğu insan bu yollardan gitmez. Kendince kolay yolları seçer.
Kolay yol, başkalarıyla savaşmaktır. Ama bu yolu tercih edenlerin hassas davranmaları şarttır. Aksi takdirde Allah nezdinde karşılaşacakları sıkıntı, çok büyük olabilir. Çünkü kendilerine saldırmayanlara saldırmak, Allah’ın kabul etmediği bir davranıştır. Haksız taarruz etmek, Yüce Yaradan’ın yasakladığı bir usuldür. Hele hele masum ve olaylarla doğrudan ilgisi olmayanlara saldırmak, onların yaralanmalarına ve ölümlerine sebep olmak, Allah’ın ağır ceza ile cezalandıracağı bir yöntemdir.
Bu sebeplerle kolay yolu tercih ederek doğrudan savaşanların durumu, tam tersine bir sonuç doğurabilir. Allah’ın rızasını kazanalım denilirken, cezasına muhatap olunabilir. Dolayısıyla doğrudan savaşarak, Allah yolunda savaştığını düşünen insanlar çok hassas davranmalı ve defalarca düşünmeden hareket etmemelidir. Yaptıkları hareket doğrudan hedefe yani zalimlere yönelmelidir.
Sonuç olarak Allah yolunda savaşmak, önce kendi nefsine karşı direnmek, sonra çevredeki yanlışlıklara uymayarak, hayatın süsüne direnerek örnek insan olmaktır.
Allah’a olan inançlarından dolayı insanlara zulmeden zalimlere karşı doğrudan savaşmak, en son ve hassas davranılması gereken yöntemdir.
Allah’ım, kalplerimizi nurunla fetheyle, gönlümüzü güzelliklere aç! Senin her şeye gücün yeter.