TARİHTEN ÇIKARILACAK DERSLER
(Not: Bu yazı Eylül 2013’te yayınlanmıştı. Silindiğinden aynen yayınlıyoruz.)
Türk ve İslâm tarihinde birbirine benzeyen üç konu vardır.
Birincisi, Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (s.a.v.) başarısı. Kendisi yetim büyümesine ve okuma-yazma bilmemesine rağmen sağlığında dini yerleştirdi. Devletini kurdu. Allah bütün peygamberlerini desteklemiştir. Hattâ Hz. Süleyman, Hz. Davut, Hz. Musa, Hz. İsa gibi peygamberlere mucizeler vermiştir. Ama din ve devlet konusunda en başarılısı Hz. Muhammed’dir. (s.a.v.)
İkincisi, Osmanlı’nın beylikten devlete geçişidir. En küçük beylik iken Türklerin en büyük devletini ve medeniyetini kurmuştur. Bu durumu, günümüzde Türk Dünyası içerisinde Nahcivan’ın böyle bir şeyi başarması ihtimali ile karşılaştırabiliriz.
Üçüncüsü, Türklerin Yeniden Diriliş Savaşıdır. Anadolu’da çok küçük bir alana sıkışan Türklerden başka bağımsız olarak, ne bir Müslüman Devlet ne de bir Türk Devleti vardır. Artık Türklerin de Papualar, İnkalar, Kızılderililer gibi tarihsel varlık olacağı inancı hâkim iken, Türkler yeniden dirilmiş, devletlerini modern çağa uygun olarak kurmuşlardır..
Bizim ders aldığımız bu üç çok önemli olayın, ortak özelliklerinden bazılarını şöyle sıralayabiliriz.
- Önderler şahsi menfaatlerini düşünmemişlerdir.
- İnsanları davalarına kesin inançlıdır.
- İçlerinde toplumun her kesiminden insan vardır. Böylece her kesime hitap edebilmişlerdir. Her kesimi hızla organize edebilmişlerdir.
- Kararlarında ve uygulamalarında düşmanları dâhil herkese adaletle hükmetmişlerdir.
- Önemli kararlarda birbirleriyle istişare etmişlerdir. İstişare sonuçlarını hiç düşünmeden uygulamışlardır.
- İstihbarat konusuna çok önem vermişlerdir.
- Hareketlerin lideri olanlar, kendi ilgili kurullarından bir konu hakkında aldıkları bir yetkiyi, işi sonuçlandırana kadar kullanmışlardır. İlgili kurulları sıkça toplayıp aynı konuda, bir daha meşgul etmemişlerdir.
- İyilikten anlayana hoşgörü ve sabırla yaklaşmışlardır. Ancak anlamayanlara karşı acımasız davranmışlardır.
- Mücadelelerinde ölümden hiç korkmamışlar, hep Allah’ı ve Cennet’e gidebilmeyi düşünmüşlerdir.
Lider ve ekipler aynı yapıda olunca başarılar da kendiliğinden gelmiştir.
Karşılarına çıkan nice güçlü görünümlü zalimler, yok oldular. Nice kendini çok zeki zanneden hilebaz, içten pazarlıklı, insanları konuşarak kandırdığını, korkutarak sindirdiğini zannedenler önlerine çıktılar. Ama karşılarına çıkanların hepsi, bir hiç olduklarını yaşayarak gördüler.
Enam Suresi 129. Ayette Allah şöyle ferman buyuruyor: “……. Şüphesiz Allah, yalancı ve nankör olanları doğru yola iletmez.”
Ama içten pazarlıklı olanların bazıları gerçekleri görerek yanlışlarından döndüler. İşte onlar hem bu dünyada huzur buldular, hem de ahiret için umutlandılar.
Allah enam Suresi 123. Ayette: “…… Hâlbuki onlar hilekârlığı ancak kendilerine yaparlar. Ama farkında olmuyorlar” diyerek içten pazarlıklıları uyarıyor. Ama anlamayanlar halen kendi arkadaşlarına karşı bile, içten pazarlıklı bir hilekârlık yapmaya devam ediyorlar.
Allah’ım, insanların hidayete erebilmeleri için onların iradelerine güç ver, onlara Senin gönderdiğin ayetleri anlayabilmeleri için anlayış ihsan eyle.