İSTİŞARELERİN UYGULANABİLİRLİĞİ, İYİ NİYETLE VE BİLGİYE DAYALI ALINMALARINA BAĞLIDIR
(NOT: Bu makale, Kasım 2013 tarihinde yayınlanmıştı. Silindiğinden aynen tekrar yayınlıyoruz.)
Yüce Yaradan bizlere, her alanda istişare yapmamızı öğütlemektedir. (Ali İmran Suresi 3/159) İstişareler sadece yönetim konularında değil, her ortamda yapılmalıdır.
İnsanlar birbirlerine danışmaya aile ortamında uygun bir üslupla başlarsa, bu anlayış olgunlaşarak bütün kurumlara kendiliğinden yayılır.
Rastgele ortamlarda, rastgele insanlarla yapılan istişareler yararlı olmazlar. Aksine amaca zarar verebilirler.
Bu sebeple, istişareye katılacak insanlar öncelikle konu hakkında bilgi sahibi olmalıdırlar. Sadece bilgi yetmez. Kişiler söyledikleri fikirlerde samimi olmalıdırlar. Ama iyi niyetli olmak da yetmez. Fikir söyleyenler, o konunun içerisinde olmalıdırlar.
Bu üç unsur birleşirse, istişarelerden çıkan sonuç uygulanabilir olur.
Yaptıkları istişari toplantıda bu üç unsurun da var olduğuna inanan insanlar, alınan kararlardan kendi paylarına düşen kısmını uygulamakla yükümlüdürler.
Kararları uyguluyormuş gibi görünürler ama yapmazlarsa, aşağıdaki hikâyede olduğu gibi bir sonuç çıkar.
Köyün birinde köylüler, cami ve hocasının masraflarını açıktan toplamanın yanlış olduğunu, fakir insanları rencide ettiğini düşünürler. Toplanırlar ve durumu istişare ederler.
Sonunda, caminin yanında bir havuz yapmaya karar verirler. Köylüler gece karanlıkta teker teker gelecekler, güçleri ölçüsünde bu havuza süt bırakacaklar, sabah cami hocası havuzdaki sütleri toplayıp satacaktır. Böylece kimse incinmeden masraflar karşılanacaktır.
Karara herkes sevinir. Elbirliğiyle havuz yapılır. Gece olur. Köylüler karanlıkta tek tek gelerek ellerindeki kapları havuza dökerler.
Sabah olur. Hoca havuzun başına gelir. Bir bakar ki, havuzda hiç süt yok! Havuzdakilerin hepsi su!
Çünkü herkes, bir başkasının nasılsa süt götürüp havuza dökeceğini, böylece kendisinin döktüğü suyun araya karışacağını düşünür. Herkes aynı uyanıklıkta olunca da sonuç su olur.
Bu hikâyeden ders almak isteyenler, köyün genel menfaati için, denetim mekanizması ve denetçisi olmayan çözümlerin başarıya ulaşamayacağında hemfikir olacaklardır.
Aslında dünyada yapılan her işi, düşünülen her fikri, Yüce Yaradan kayda aldırıyor. Ama insanlar; daha somut, daha görsel ve cezayı hemen verecek bir denetleme mekanizması olmadan şaşırabiliyorlar. Hatta iyi niyetli olanlar bile denetimsizlikten dolayı şaşırabilirler.
Hikâyemizdeki cami hocası veya köyün ileri gelenleri denetleyici olsaydı, yanlış yapanlara karşı yaptırım gücü olan bir mekanizma emirlerinde olsaydı, insanlar havuz başına doğru gösterişle yürüyüp, sonrasında süt yerine su bırakmazlardı.
Çünkü hocalar ve ileri gelenler, köyün en adil ve en güvenilen insanları olmaya en yakın adaylardır.
Ancak kurulan denetim mekanizmaları öyle olmalı ki, onlarda dahi bir aksaklık olduğunda işleyebilmelidir.
Yüce Yaradan’ın, benim ve isteyenlerin kalplerimizi nuruyla fethedip, gönlümüzü güzelliklere açması dileğiyle…