HZ. İSA’NIN DURUMU

HZ. İSA’NIN, KIYAMETTEN ÖNCE DİRİLTİLECEĞİ ÜZERİNE

 

İslâm’da diri insan ile ölü insanın anlamları hakkındaki düşüncelerimizi önceki bir yazımızda belirtmiştik. Yazının sonunda Hz. İsa konusunu ayrıca irdeleyeceğimizi ifade ettiğimizden, bu yazıyı kaleme aldık.

Bilindiği gibi yazılarımızda, değişmeyen tek kaynak kitap olan Kur’an’ın anlatımları üzerinden fikir yürütmeye çalışıyoruz. Böyle yaparak, bilgi adı altındaki söylenti kirliliğinden en az etkilenmeye gayret ediyoruz.

Bahse konu olan yazımızda Al-i İmran 185: “Her nefis ölümü tadacaktır. Ecirleriniz ancak kıyamet günü tamamlanacak…” ve Ankebut 57: “Her nefis ölümü tadacak, sonra döndürülüp bize getirileceksiniz.“ ayetlerinin açık hükümlerine dikkati çekmiştik.

Ayetlerdeki kesin ifadeye göre, her nefis ölümü tadacak. Sonra döndürülüp Yüce Yaradan’a götürüleceğiz. Ayetlerdeki ifadeyle ecirlerimiz kıyamet günü tamamlanacağına göre, döndürülüp Allah’a götürülmemiz de kıyamet günü, yani din günü olacaktır.

Eğer kıyametten önce diriltilecek olanlar olsaydı, Yüce Yaradan Kur’an’ında bu konuyu daha açık bir ifade ile bizlere anlatırdı. Enam 38 ve 114üncü ayetlerde her şeyi ayrıntılarıyla açıkladığını söyleyen Yaratıcı herhalde bu konuda bizleri merakta bırakmaz, kesin bir dille bilgi verirdi.

Biz Hz. İsa’nın durumu hakkında daha net bir fikre sahip olmak için, yine Kur’an’a bakalım. Ahzab Suresi 40: “Muhammed, sizin adamlarınızdan (erkeklerinizden) hiçbirinin babası değildir. Ama Allah’ın Resulü (elçisi) ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah her şeyi hakkiyle bilendir.”

Bilindiği gibi Hz. İsa da Yüce Yaradan’ın bir resulü ve peygamberidir. Eğer iddia edildiği gibi kıyametten önce diriltilerek dünyaya gelecek olsa, yine peygamber olarak gelecektir. Zira peygamberlik yapmış bir kişiyi, Allah’ın daha alt bir sıfatla göndermesi düşünülemez.

Bu durumda Hz. İsa’nın kıyametten önce dünyaya gelmesi, Ahzab 40ıncı ayetin açık hükmünü yok saymak olur. En hafif deyimle bu durum Kur’an ile çelişir. Kur’an’ın bu hükmü ise çok nettir. Bu hükümle çelişen olaylar olamayacağına göre, Hz. İsa’nın kıyametten önce dünyaya gelmesi diye bir şey olmayacak demektir.

Yine Kur’an’a bakalım. Meryem Suresi 33: “Doğduğum gün, öleceğim gün ve dirileceğim gün selam ve emniyet benim üzerimedir.”  Önceki ayetler Hz. İsa ile ilgili olduğundan, buradaki söz Hz. İsa’ya aittir.

Ayette bahsedilen üç önemli gün, her insan için de geçerli olan günlerdir. Dirileceğim gün dediği kıyamet günü yani din günündeki diriltilmedir. Eğer Hz. İsa için özel bir başka gün olsaydı, herhalde Yüce Yaradan bu ayetinde bahsederdi. En azından “kıyametten önce dirileceğim gün” şeklinde bir ifade olurdu. Bu ayetten de net olarak anlaşılıyor ki, Hz. İsa’nın kıyametten önce diriltilmesi diye bir şey yok.

Bazı insanlar Hz. İsa’nın ölmediğini savunarak, “zaten ölmediğine göre, dünyaya gelmesi için diriltilmesi gerekmeyecek” demektedirler. Meryem 33’teki ifadelerde bu konuda bir netlik olmadığını iddia etmektedirler. Aslında ayet dikkatli irdelenirse, Hz. İsa’nın her halükârda kıyametten önce öleceği anlaşılır. Ama biz yine de Kur’an’da daha ayrıntılı ve net ifadeler var mı bakalım.

Maide Suresi 116: “Ve Allah demişti ki: “Ey Meryemoğlu İsa, sen mi insanlara: ‘Beni ve annemi, Allah’tan başka iki tanrı edinin’ dedin?”. “Hâşâ, dedi, sen yücesin, benim için gerçek olmayan bir şeyi söylemem bana yakışmaz. Eğer demiş olsam, sen bunu bilirsin, sen benim nefsimde olanı bilirsin, ben ise senin nefsinde olanı bilmem, çünkü gaybları bilen yalnız sensin, sen!”.

117: “Ben onlara sadece, Senin bana emrettiklerini söyledim. Benim ve sizin Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin, dedim. Aralarında olduğum müddetçe onlara şahit idim, fakat Sen beni vefat ettirince onları gözetleyen yalnız Sen oldun. Sen her şeyi görensin.”

İlk ayette Hz. İsa, insanlara “tek tanrının Allah olduğunu” söylediğini ifade ediyor. 117nci ayette ölmeden önce çevresindeki insanlara neler anlattığını söylüyor. Aralarında olduğu müddetçe onlara şahit olduğunu fakat Allah kendisini vefat ettirince insanları gözetleyemediğini ifade ediyor.

Burada iki ifade yan yana. İlkinde Hz. İsa’nın vefat ettirildiği kesin bir şekilde anlatılıyor. İkincisinde Hz. İsa öldüğü için insanları artık kendisinin gözetleyemediğini söylüyor. Eğer Hz. İsa diri olsaydı, herhalde insanları gözetlerdi.

Al-i İmran 55: “O zaman Allah şöyle dedi: “Ey İsa, şüphesiz ki seni öldüreceğim, seni Kendime yükselteceğim ve seni inkârcılardan temizleyeceğim. Hem sana uyanları, kıyamete kadar o küfredenlerin üstünde tutacağım. Sonra dönüşünüz Banadır, ayrılığa düştüğünüz hususlarda aranızda hükmedeceğim”.

Ayete göre Hz. İsa, Allah tarafından vefat ettirildi. İnkârcılardan temizlendi. Yüce Yaradan ona uyanları kıyamete kadar küfredenlerden üstün tutulacak. (En azından bugüne kadar üstün tutulduğunu biliyoruz.) Ayetin sonunda “sonra dönüşünüz Banadır” denilerek, Hz. İsa’yı da diğer bütün insanlarla bir tuttuğunu gösteriyor. Bütün insanlar aynı din gününde Yüce Yaradan’a döndürülecek.

Nisa Suresi 157: Bir de “Biz Allah’ın peygamberi Meryem oğlu İsa Mesih’i öldürdük” demeleridir. Oysa onu ne öldürdüler, ne de astılar. Fakat öldürdükleri kimse, onlara İsa gibi gösterildi. Onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, ondan yana tam bir kuşku içindedirler. O hususta bir bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Onu kesinlikle öldürmediler.

Belki de insanları yanıltan, bu ayetteki onu kesinlikle öldürmediler ifadesidir. Hâlbuki bu ayetin anlatımları, Hz. İsa’yı öldürmek isteyenlerin aslında başkasını öldürdükleridir. Maide 117 ve Al-i İmran 55 ‘teki ifadeler nettir. Hz. İsa, Yüce Yaradan tarafından vefat ettirilmiştir. Dolayısıyla onu öldürmek isteyenler tarafından öldürülmemiştir.

Sonuç olarak Kur’an’ın hükümlerine göre her peygamber gibi, her canlı gibi, Hz. İsa da ölmüştür. Her nefis gibi o da, kıyamet günü tekrar diriltilecektir. Kıyamet öncesinde dünyaya gelmeyecektir.

Hz. İsa’nın diriliği konusu, “İslâm’da diri insan…” yazımızda anlatıldığı gibi, her salih amel işleyen takva sahibi insanın diriliği ile aynıdır.

Bu yazı KUR'AN ÜZERİNE kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.