ALLAH VE YERYÜZÜ

ALLAH’IN BİZLERİ VEKİL YÖNETİCİ KILDIĞI YERYÜZÜNE, SAHİP ÇIKALIM

(Bu yazı Ağustos 2014 tarihinde bu sitede yayınlanmıştı. Silindiğinden aynen yayınlıyoruz)

Daha önceki bir yazımızda aktardığımız gibi, Bakara Suresi 30. ayette Allah, insanı, yeryüzündeki Kendisinin vekil yöneticisi olarak yarattığını belirtiyor.

İsra suresi 70. ayette de, Âdem’in oğullarını ikrama mazhar kıldığını ve yarattıklarından birçoğunun üzerine geçirdiğini aktarıyor.

Demek ki Allah insanları, melekler vb. birçok yarattığından üstün kılmış. Fakat bütün yarattıklarından üstün kılmamış.

Ayetlere bakılınca Evrende, insanın dışında başka şuurlu varlıklar da var.

Al-i İmran 83. Ayet: “Daha Allah’ın dininden başkasını mı arıyorlar? Hâlbuki göklerde ve yerde kim varsa hepsi ister istemez O’na teslim olmuştur, hep döndürülüp O’na götürülecektir.”

Yukarıdaki ayetin benzerlerinde hep gökler diyerek çoğul, yer diyerek tekil bahsedilir. Böyle ayetlerin çoğunda göklerdeki ve yerdeki varlıklardan bahsedilirken ‘ma’ kelimesi geçer. Bu sözcük canlı-cansız bütün varlıkları kapsar.

Hâlbuki bu ayetle birlikte, Meryem 93, Rad 15, Hacc 18 ve Neml 65 gibi ayetlerde ‘men’ kelimesi geçer. Bu sözcük akıl ve şuur sahibi varlıkları ifade etmektedir.

Bunlar vb. ayetlerden anlaşılan, göklerde Allah’a secde eden başka akıl sahibi varlıklar var. Bunların göklerdeki yaşama ortamları hakkında bilgi verilmiyor. Bize bildirilen tek husus, göklerdeki bu şuurlu varlıkların da; insanların birçoğu, hayvanların, bitkilerin, cansız varlıkların tamamı gibi Allah’a teslim oldukları, Yüce Yaradan’a secde ettikleri, sonunda Allah’a döndürülecekleri ve hiçbirinin gaybı bilmediğidir.

Ayetlerde yeryüzünün hep tekil olarak bahsedilmesinden anlaşılan o ki, Evrende insanın yaşayabileceği ortam sadece yeryüzünde var.

Demek ki insanlığın Evrende başka gezegenlerde yaşaması ihtimali yok. Sadece biz insanların kendi yaptığımız araçlarda, yeryüzündeki ortamı sağladığımız ölçüde yaşanabilir.

Göklerdeki diğer akıl sahibi varlıkların yeryüzünde yaşayabilme ihtimalleri hakkında bilgi verilmiyor. Bu varlıklar yeryüzünde yaşayabilseler bile, Bakara Suresi 30. ayete göre yeryüzündeki Allah’ın vekil yöneticisi, kuvvetli ihtimal insanlık olacak.

O halde yeryüzüne sahip olalım. Allah, insan vücuduna kendini yenileyebilme özelliği verdiği gibi, yeryüzü ortamının da kendini yenileyebilme düzeneklerini hazırlamış.

Fakat insanlık bu düzeni bozdukça, yenileme düzenekleri işe yaramayabilir. Tıpkı, insan vücudundaki kanserli hücrenin giderek vücudu ölüme götürmesi gibi,  biz de yeryüzünü ölüme götürebiliriz.

Nasıl, Allah’ın insana verdiği hücreleri yenileme özelliği kanser karşısında işe yaramıyorsa, Yüce Yaradan’ın kurduğu düzenekler yeryüzünün ölümünde de yaramayabilir.

Canlıların genetik kodlarıyla ve gen yapılarıyla oynamaktan tutun da, yeryüzündeki yüz milyonları aşan kara mayınlarından hidrojen bombasına kadar her yanlışımız yeryüzünün sonunu, dolayısıyla insanlığın sonunu getirebilir.

Yeryüzünün kanserli hücreleri, aşırı kâr etme ve güç sahibi olma hırsıyla hak ve adaletle bağdaşmayan bir şekilde zalimce davranan insanlar ve guruplardır.

Eğer bu kanserli hücreleri, yani yanlış yapan insanları ve gurupları başlangıç safhalarındayken iyileştiremezsek, hem bu yanlışları yapan insanları ve gurupları hem de insanlığı kurtaramaz hale geliriz.

İnsanlığın bitmesi, Evrende yaşayan Allah’ın yarattığı diğer şuurlu varlıkların sonunun geleceği anlamına gelmeyebilir. Onlar kendilerine verilen bir süreye kadar yaşamaya devam edebilirler.

Sonuç olarak Yüce Yaradan’ın yarattığı her akıl sahibi şuurlu varlık, kendi soyundan sorumludur. Bizim sorumluluğumuz, insanlık ve yeryüzüdür. O yeryüzü ki, Evrende insanların yaşayabileceği tek yer olduğu kesin olarak bildirilen yerdir.

Allah’ım; insanların Senin gönderdiğin ayetleri anlayabilmeleri için anlayış ihsan eyle, onların hidayete erebilmeleri için iradelerine güç ver.

 Senin her şeye gücün yeter.

Bu yazı Dini, Sosyal kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.