MÜSLÜMAN İSMİ NE DEMEKTİR
İslâm dinini temsil ettiklerini düşünen insanların çoğunluğu çocuklara Müslüman adlarının konulmasını tavsiye ederler. Müslüman isimleri olarak da, Kur’an’da geçen isimlerle sahabelerin adları örnek verilir. Aşağıda yazacaklarım aslında bütün dinler ve öğretiler için geçerlidir. Ama ben Müslüman kimlikte olduğumdan örneklerim de öyle olacaktır.
Kur’an’da adı geçen isimlerden Firavun, Leheb gibi kötü anlatılanları koymayı kimse düşünmez. Ama hocaların tavsiyelerine uyarak, çocuklarına bilhassa peygamber isimlerini koyanlar çoktur.
Hâlbuki Hz. Âdem hariç Kur’an’da geçen peygamberlerin isimleri, onların çocukluktan kalma adlarıdır. Hz. Musa’nın ismini, Onu nehir kenarında ağaçların arasında bulan Firavunun karısı (Asiye) koymuştur. Su ve ağaç anlamındadır. Diğer peygamberlerin adlarını da aileleri koymuştur. Zaten din adamlarının inanışına göre, Kur’an’da bahsedilen peygamber sayısının 5.000 katı peygamber gelmiştir. Yani bizim bildiğimiz peygamber isimleri 5000 de bir’dir.
Eğer Allah, peygamberlerinin çocukluktan kalma isimlerini beğenmeseydi, onları değiştirir ve bunu da kutsal kitaplarında bahsederdi. Bahsetmediğine göre, buradan Yüce Yaradan’ın peygamberlerinin çocukluk isimlerini onayladığı anlamı çıkar. Allah isimlerin değil, cisimlerin önemli olduğunu bize göstermek için isimlere karışmamış olabilir. Nitekim evrensel olan isimler değil, fikirlerdir. İsimler yereldir ve geleneklerle bağlantılıdır.
Zaten Müslümanlar, Kur’an’daki isimlerin konulmasını çok önemli bulsalardı, bu değişikliği ilk önce sahabeler yapardı. Sahabeler kendi isimlerini değiştirmedikleri gibi, istisnalar hariç Hz. Ali dâhil sahabeler, çocuklarına da Kur’an’dan isim koymadılar. Yine kendi geleneklerine göre yerel isimleri koymaya devam ettiler.
Sadece Hz. Muhammed (s.a.v.), kendisine peygamberlik geldikten sonra eşi Maria’dan doğan erkek çocuğuna İbrahim adını koydu. Onun da sebebi, Hz. İbrahim’in, Arabistan civarında bir arada yaşayan üç dinin ortak atası olmasıdır. Kur’an’a en çok uyan kişi olan son peygamber, daha önce doğan çocuklarının adını değiştirmeyi hiç düşünmedi.
Hz. Muhammed’in itiraz ettiği isimler; abduluzza gibi bazı putların kulu anlamına gelen adlardır. Ayrıca harb, vahşi gibi isimlerin çocuklara verilmesinin de hoş olmayacağını belirtmişlerdir. Diğer taraftan Hz. Muhammed’in babasının adı Abdullah’tır. Yani ”Allah’ın kulu” demektir. Hâlbuki babası peygamber doğmadan vefat etmiştir. Dolayısıyla babasının Müslüman olması düşünülemez. İsminin Abdullah olmasının sebebi, Kâbe’deki putların en büyüğüne “Allah” denilmesidir. Bu konuyu Hudeybiye Barışını anlattığımız yazılarımızda daha geniş bahsetmiştik.
Sahabelerin Kur’an’dan isimler koymadıkları gibi, benzer şekilde asırlarca, ne mezhep kurucuları, ne tasavvufçular, ne din âlimleri adlarını değiştirip, Kur’an’dan veya Sahabe isimlerinden almaya kalkışmadılar. Eğer bütün Müslümanlar çocuklarına, Kur’an’dan ve meşhur sahabelerin isimlerinden koysaydı, acaba dünya nasıl olurdu? Bilhassa kız isimleri konusundaki durumu tahayyül etmek bile zor.
Demek ki, asıl olan isimlerin değil, cisimlerin İslâm olmasıdır. Çünkü Allah’a kulluk edecek olanlar cisimlerdir. İsimler değildir. Eğer kulluğu, adaletli davranışı, güzellikleri isimler yapsaydı, her ebeveyn çocuğuna peygamber veya sahabe isimleri koymak isterdi. Koymadıklarından da anlaşılıyor ki, insanlar isimlerin değil, cisimlerin önemli olduklarını biliyorlar. Ama din adamları herhalde bilmiyorlar ki, halen tavsiyelerini sürdürüyorlar.
Diğer taraftan Muhammed isminin veya bir başka peygamberin adının konulduğu çocuk, ileride tam tersi bir yapıya bürünebilir. Bu durumda aldığı ismi lekelemiş hale düşer. Ayrıca, peygamber isimlerini almış insanlardan din adına yanlış ahkâm kesenler, hem isimlerine hem de dine zarar vermiş olurlar. Nitekim bilhassa Osmanlı Devletinin gerileme döneminde, isimlerini değiştirerek güya İslâm bilinen adlar alan birçok insan, Müslüman imiş gibi ahkâm keserek, dine ve devlete nice zararlar verdiler. Müslüman dünyasının içerisine fitne sokmak isteyen nice başka dinden insan, Kur’an veya sahabelerden adlar alıp sakal bırakarak, sürekli bozgunculuklar yaptılar. Çünkü isimleri, saygı duyulan insanlarla aynı oldukları için halk da sorgulamadan onlara güvendi.
Elbette Kur’an’da geçen peygamber isimleri, sahabelerden meşhurların adları, bir milletin milli kahramanlarının isimleri ve lakapları çocuklara verilebilir. Bu, o insanlara duyulan saygıdandır. Ayrıca, çocuğunun o isimlere benzemesi istenmiş olabilir. Fakat kimseye şu isimleri koy, koymazsan “Müslümanlık notun düşer” demek tamamen yanlıştır. Asıl olan kişiliklerdir. Allah mesajlarını isimlere değil, insanlar için göndermiştir.
İsimler, coğrafi şartlara, geleneklere, milletlerin geçmişlerine göre yerel olabilir. Kişi sonradan Müslüman olursa isterse ismini değiştirir, isterse değiştirmez. Çocuklara isim koyarken, onların akıl-baliğ olduklarında beğeneceklerini tahmin ettiğimiz isimler koymaya gayret etmek faydalıdır. Yoksa bir insanın sonradan ismini değiştirmesi çok zor bir iştir.
Allah’ım, isimlerimiz ne olursa olsun, cisimlerimizi, Senin, din gününde yüzlerine bakacağın kullarından eyle.