İSLÂM AÇISINDAN NAKÖRLÜK

KUR’AN’DA NANKÖRLÜK ÜZERİNE ANLATIMLAR

 

Kur’an, insanlardaki nankörlük anlayışını sıkça vurgular. Ayetlerde anlatılan nankörlük, Yüce Yaradan’ın verdiği nimetleri inkâr ederek, Allah’tan yüz çevirmektir.

İsra Suresi 67: “Denizde başınıza bir felaket geldiği zaman, Allah’tan başka yalvardığınız bütün putlar kaybolur. Allah sizi tehlikeden kurtarıp karaya çıkarınca da yüz çevirirsiniz. Zaten insan çok nankördür.”

Demek ki, insanların bazısı Allah’ı başları sıkışınca hatırlamaktadırlar. Sıkıntıya düşen her insan, sadece Yüce Yaradan’a yalvarır. Ondan yardım diler. Allah’tan başka yalvardığı bütün putlar ortadan kaybolur. Mal, mülk, para, makam, evlat gibi putların hiçbiri insana yardım edemez. Bu gerçeği gören insan, yardım alabilmek umuduyla yalnızca Yüce Yaradan’dan talepte bulunur.

Fakat ayete göre, Allah insanı tehlikeden kurtardığı zaman, insan hemen eski haline döner. Enine boyuna yalvardığı Allah’tan yüz çevirir. Verdiği bütün sözleri unutur. İşte Yüce Yaradan, böyle davrananların nankör olduklarını vurguluyor.

Böyle yapan insanları, sonraki ayetleriyle uyarıyor:

68: (Denizden karaya çıktığınızda)” O’nun sizi karada yerin dibine geçirmeyeceğinden yahut üzerinize taş yağdıran bir kasırga göndermeyeceğinden emin misiniz? Sonra kendinize bir vekil de bulamazsınız.”

69: “Yoksa sizi tekrar denize döndürüp de üzerinize kasırgalar göndermeyeceğinden ve böylece ettiğiniz nankörlük sebebiyle sizi boğmayacağından emin misiniz? Sonra bu yaptığımıza karşı, bizim aleyhimize size yardım edecek bir koruyucu bulamazsınız.”

Ayetlerde, Allah’ın nankörleri cezalandırmak için kullanabileceği yöntemler hakkında bilgi veriyor. Yüce Yaradan’ın insanları cezalandırmayı dilemesi durumunda, cezayı önlemek için hiçbir yardımcı bulamayacaklarının altını çiziyor. Hiç kimsenin Allah’a karşı bizi koruyamayacağını, kafamıza nakşedercesine, her iki ayetin sonunda da tekrarlıyor.

İbrahim 34: “O, Kendisinden isteyebileceğiniz her şeyi size verdi. Allah’ın nimetini saymak isterseniz sayamazsınız! Doğrusu insan çok zalim, çok nankördür.”

Allah’ın insanlara verdiği nimet her insan için geçerlidir. Çünkü yakın gök ile dünyanın yapısını ve düzenini insanların faydalanması için oluşturmuştur. İsra Suresi 70inci ayete göre, insanları yarattıklarının birçoğundan üstün kılmıştır.

Bazı kullarına ise, diğer bazılarına göre daha fazla nimet vermiştir. Kendilerine daha fazla nimet verilenlerin sorumlulukları daha fazladır. Onların nankörlük etmeleri durumunda cezaları daha ağır olur.

Nitekim Yüce Yaradan, peygamberi Hz. Muhammed’i bile, nankörlere uymaması için uyarır: İnsan Suresi 24: “O halde Rabbinin hüküm vermesi için sabret. Onlardan hiçbir günahkâra yahut nanköre itaat etme.” Demek ki itaat, yalnızca Allah’adır.

Allah, kendine itaat edenleri sevip koruduğunu şu ayetiyle ifade etmiştir. Hac Suresi 38: “Şüphesiz Allah, inananları savunur. Çünkü Allah hain ve nankörlerin hiçbirini sevmez.” Demek ki Yüce Yaradan, hainlerin ve nankörlerin hiçbirini sevmemektedir. Böylelerine geçmişte verdiği cezaları hatırlatarak, onları doğru yola gelmeye davet eder: İbrahim Suresi 28: “Allah’ın nimetlerine nankörlükle karşılık veren ve sonunda milletlerini helak yurduna konduranları görmedin mi?”

Yüce Yaradan, nankörlük edenlerle ilgili en vurucu ifadeyi İbrahim Suresi 8inci ayetinde peygamberi Musa’nın ağzından şöyle belirtir: “Musa dedi ki: Siz ve yeryüzünde bulunanların hepsi nankörlük etseniz, iyi biliniz ki Allah hepinizden zengindir, hamdedilmeye layıktır.”

Allah’ım, bizlerin nankörlük eden kullarından olmamamız için, bizlere yol göster, irade gücü ver, zihin açıklığı ver.

Bizleri nankörlere karşı savunduğun kulların arasına kat.

Senin her şeye gücün yeter.

Bu yazı KUR'AN ÜZERİNE kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.