GSYİH NASIL ÖLÇÜLÜR

MADDİ VE MANEVİ GSYİH BİRLİKTE OLMALIDIR

Bu konuda “Tarihin Aydınlattığı gelecek” isimli kitabımda aşağıdaki düşüncelerimi paylaşmıştım. (Ekonomi-Maliye- Vergi bölümü, sayfa 310)

      “Türkiye’de Gayri Safi Milli Hasıla, Gayri Safi Yerli Üretimden fazla olmaktadır. Bunun nedeni Avrupa’da çalışan insanlarımızın ve müteahhitlerimizin dışarıdan Türkiye’ye getirdikleri artık değerdir. Ancak yabancıların Türkiye’deki borsa vb. yatırımları ile bilhassa gayri menkul alımları artmaktadır. Yabancıların Türkiye’de elde ettikleri gelirleri arttıkça ve bunlar yurt dışına bir şekilde çıktıkça, durum Türkiye’nin aleyhine dönecektir. Nitekim, kitabın dördüncü baskısından önce, 2007’de bunun yanlışlığı rakamlarla görülmeye başlanmıştır.

Türkiye’de üretim bazındaki GSMH ile harcama temelli GSMH birbirine eşit değildir. Vatandaşların harcamalarının, gelirin en az iki katı olduğu tahmin edilmektedir. Bu durum aşağıdaki sebeplerden kaynaklanır.

  1. Kayıt dışı ekonomi yoğundur,
  2. Devletin harcamaları çok şişmiştir,
  3. Özel sektör yatırım harcamaları şişmiştir. Naylon fatura çoğalmıştır.

Aslında milletlerin konumlarını karşılaştırırken, sadece GSMH rakamları ve elektrik tüketiminin kullanılması yanlıştır. Ayrıca manevi GSMH diyebileceğimiz güvenlik, sağlık, huzur gibi konular da değerlendirilmelidir.

Zaten, günümüzde dünyada yapılan GSMH hesapları da eksiktir. Ülkede oluşturulan, ama GSMH hesaplarında görülmeyen değerler vardır. Yemeğinizi kendiniz yaptığınızda, çocuğunuzu evde kendiniz yetiştirdiğinizde, evdeki tamiratları kendiniz yaptığınızda, kendi dikişinizi diktiğinizde, kitap okuduğunuzda, fikir tartışmaları yaptığınızda, bedelsiz olarak sosyal faaliyetlerde bulunduğunuzda, başkalarına manevi destek verdiğinizde, vb. olaylarla aslında bazen dolaylı, bazen doğrudan üretime destek veriyorsunuz. Ama bu faaliyetleriniz GSMH hesapları içerisine girmiyor. Halbuki aynı faaliyetleri kendi yapmayarak dışarıya ücretle yaptıranların harcamaları hesaplamaya alınıyor.”

Yukarıdaki fikirlerin ışığında değerlendirecek olursak;

Gelişmişlik, tek başına, bir ülkenin dünya ekonomisi içerisinde kaçıncı sırada olduğu ile ölçülemez.

Gelişmişlik, tek başına, kişi başına düşen milli gelir ile ölçülemez.

Gelişmişlik, tek başına kişi başına düşen elektrik tüketimiyle ölçülemez.

Gelişmişlik, tek başına, insani gelişmişlik ile ölçülemez.

Gelişmişlik, tek başına, sosyal yaşamla ölçülemez.

Gelişmişlik, tek başına, bireylerin mutluluk ve huzurluluk oranıyla ölçülemez.

Uzun söze gerek yok. Kalkınma ve gelişmişlik, bütün yönleriyle birlikte olmalıdır. Gelişmişlik, maddi ve manevi alanda ele ele yürümelidir. Tıpkı insanların büyümeleri gibi, dengeli olmalıdır. Aksi takdirde bir tarafı aksak kalır.

Bir ülkenin maddi ve manevi gelişmişliğindeki dengesizlik oranı arttıkça, o ülkenin sıkıntıları da artar. Ülkelerin sıkıntıları ise, bulaşıcıdır. Diğer ülkeleri, dolayısıyla dünyayı etkiler.

Bu yazı Ekonomi kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.