DÜNYA, BİR HÜRMET VE MUHABBET BUHRANI İÇERİSİNDE

DÜNYA, BİR HÜRMET VE MUHABBET BUHRANI İÇERİSİNDE

 

Yeni kelimelerle ifade edersek, dünya, saygı ve sevgi buhranı içerisindedir. Önceleri maddeten kalkınmış olan Batılı devletlerde başlayan bu buhran, dünyamız küreselleştikçe, her tarafa yayılıyor.

Sevgi ve saygı azaldıkça, insanların birbirine olan güvenleri çok daha hızla azalıyor. Ortam güvensiz hale geldikçe, insan yalnızlaşıyor. Kişinin çok zenginlemesi veya en üst makamlara gelmesi, onun yalnızlığını gidermiyor. Aksine, kendi kendisiyle kalıp düşünmeye başladığında, eskisine göre daha da yalnızlaştığını hissediyor.

Yalnızlaşan insan, çareyi nefsini tatmin ederek arıyor. Fakat kendi bencilliğinin peşine düştükçe, kimseyi sevemez hale geliyor. Sevmeyen insanı da kimse sevmiyor. Çünkü sevgiyi ancak, dostluk oluşturur. Dostluk duygusu, güzellik arayışıdır. Her insanın kalbinde güzellik gizlidir. Dost bulmak isteyen, önce kendi kalbindeki güzelliği hayatına yansıtmalıdır.

Kalbindeki sevgiyi hayatına yansıtan insan, iç dünyasında huzur bulur. Kendi kendisiyle barışık hale gelir. Kendisiyle barışık olan bir insanla dost olmak isteyenler her zaman bulunur. Dolayısıyla, huzurlu insan hemen dost sahibi olur. Dostlarıyla muhabbetini artıran insanın kalbindeki sevgi giderek büyür. Kalbindeki sevgi arttıkça, bencillik kalpte yer bulamamaya başlar.

Bu sitedeki zenginlik üzerine yazdığım makalelerimde, bu dünyada çekilen azap konusundaki fikirlerimi şöyle ifade etmiştim. Bu dünyada çekilen azapların en önemlisi, hiç kimseye güvenemediğin için dostunun olmamasıdır. Kendisi için ölüme isteyerek gidecek bir dostu olmayan insandan daha fakir kimse yoktur.

Kendisine sevgi duyulmayan, sözü sadece parasına geçen bir insan, parasıyla başka insanlara her şeyi yaptıracağını zanneder. Ama para ile iş yaptırmaya çalıştığı insan, ya bir başkası daha fazla verdiğinde ya da kendisi için hayati bir tehlike gördüğünde, hemen taraf değiştirir. Böyle bir ortamda, zenginin sözü parasına da geçmez hale düşer.

Dostu için fedakârlık yapmayan kişiye, başkaları fedakârlık etmez. Dostu için hakkından feragat etmeyen insana, kimse hakkından feragat etmez. Belki bir süre bunları yapanlar olur. Fakat bir süre sonra karşısındakinden aynı davranışı göremeyen insan, hemen fedakârlık yapmaktan vazgeçer. Çünkü dostluğun oluşması için gerekli şartlardan birisi, ahde vefadır.

İnsanlar arasındaki sevgi bağını oluşturmanın şartlarından birisi de, karşılık beklemeden yapılan yardımdır. Kendisinden karşılık istenmeden yardım alan kişinin kalbindeki sevgi yüzüne yansır. Yüzüne bakan ondaki mutluluğu görür. Mutluluk ve sevgi bulaşıcıdır. Arada temas olmasa bile, hemen karşıdakine geçer. Ama arada fiziki temas olursa daha sağlam bağlarla geçer.

Bir insanın dost sahibi olabilmesi için, öncelikle arkadaş sahibi olması gerekir. Dostluklar, arkadaşların birbirlerini bir süre denemelerinin sonunda oluşur veya oluşmaz. Deneme süreleri insanlara ve şartlara göre değişir.

Bu nedenle arkadaşlar insan hayatının yönünü belirlemede önemli mihenk taşlarıdır. Dünya üzerinde genel kabul görmüş bir söz vardır: “İnsanları eşleriyle veya çocuklarıyla değil, arkadaşlarıyla değerlendirmek gerekir.” Bu anlatım, her zaman böyle olmasa bile genel anlamda doğrulanabilecek bir sözdür.

İnsanın arkadaşlarının yapılarıyla yargılanmasının sebebi, kişinin arkadaşlarını kendisinin seçmesidir. Bir insan eşini de kendi seçmiş olabilir, fakat eş değiştirmek arkadaş değiştirmekten çok daha zordur. Dolayısıyla mecburi bir sebeple başlamış olan bir arkadaşları değiştirmek daha kolaydır. Bazen şartlar değiştirmemizi zorlaştırabilir. Ancak bu konuda irade gösterildiği takdirde, büyük oranda değiştirebiliriz.

Göstereceğimiz iradenin yönü, bizim sadece bu dünyadaki hayatımızı etkilemez. Ahiret hayatımızı da etkiler. Kötü bir arkadaş, bizi bu dünyada huzursuz bırakmakla kalmaz, bizim, ahiret hayatında cehenneme gitmemize de sebep olabilir. İyi bir arkadaş ise, hem dostluk kurarak huzur bulmamıza hem de cennete gitmemize vesile olabilir.

Aslında bütün bunların temelinde bizim tüketim anlayışımız yatar. Biz sadece ihtiyacımızdan dolayı tüketiyorsak, arkadaş ve dost bulmamız kolaylaşır. Çünkü kalan maddi gücümüzle insanlara yardımcı olacağımızdan, çevremizle sevgi bağı kurarız. Fakat gösteriş için tüketim yapıyorsak, dostsuz kalma ihtimalimiz çok yüksektir.

Bu yazı YAŞAM kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.