SON ÇAĞRIYI BİLEMEYİZ

GERÇEĞİ SON ANDA KABULLENMEK, BİZİ KURTARMAZ

Enfal Suresi 30:  “Hani bir vakitte o Kâfirler seni tutup bağlamaları veya öldürmeleri veya sürüp çıkarmaları için sana tuzak kuruyorlardı; onlar tuzak kurarlarken Allah da karşılığını kuruyordu. Öyle ya Allah tuzakların hayırlısını kurar.”

Bu ayetteki “kâfirler” sözü ile kastedilen, sadece Allah’ı inkâr edenler değildir. Allah’ın varlığını dilleriyle kabul etmelerine rağmen, O’nun yapmayın dediklerini bilerek yapanlar ve dini ticarileştirenler de, aynı hükmün muhataplarıdır.

Nitekim aynı surenin 62. ayetinde, Hz. Muhammed’e hile yapmak isteyenleri ayırt etmez. “Eğer sana hile yapmak isterlerse, sana yetişecek Allah’tır. O’dur ki yardımıyla ve müminlerle destekledi.”

Türlü işler çevirenlerin fitnelerinin bazı geçici başarıları, kimseyi aldatmamalıdır. Yeter ki, hile yapan hainlere karşı dürüstçe mücadele edenler bulunsun. Yüce Yaradan’ın desteği, her zaman olduğu gibi sonunda galip gelir. Tövbe Suresi 48: “And olsun bunlar fitneyi daha önce çıkarmak istediler ve sana türlü işler çevirdiler; nihayet onlar hoşlanmadıkları halde, hak yerini buldu ve Allah’ın emri üstün geldi.”

Yüce Yaradan, Kendisine doğru kendiliklerinden adım atanları destekler. Onlara hidayet buyurur. Ama hep kendi menfaatlerinin peşine düşerek hiç pişmanlık duymayan ve Allah’a doğru adım atmayanların kalplerini mühürler. Onlar için sapıklık hak olur.

Fakat işin garibi, böyle insanlar halen kendilerinin doğru yolda olduklarını iddia ederler. Çünkü makamlarında kalabilmek veya zenginliklerini sürdürebilmek için, halkın bir kısmına ve fakirlere şirin görünecek davranışlarda bulunmalarını, kendilerinin doğru yolda olduklarının delili olarak görürler.

Araf Suresi 30: “Bir kısmına hidayet buyurdu, bir kısmına da sapıklık hak oldu; çünkü bunlar Allah’ı bırakıp şeytanı dost edindiler. Bir de kendilerinin doğru yolda olduklarını zannederler.”

Hâlbuki görünür iyilikleri işe yaramaz. Böyleleri Allah indinde suçludurlar. Dışarıya davranışlarında iyi görünürler. Ama içlerinden ve gizlice, Yüce Yaradan’ın yasakladığı her kötülüğü yapmaktan geri durmazlar. Yaptıklarından halkın haberinin olmadığını düşünürler. Çünkü ekip halinde birbirlerini kollayarak gizlice iş çevirmektedirler. Ama unuttukları şey, Allah’ın her şeyi bildiğidir.

Yunus Suresi 82. “Suçluların hoşuna gitmese de Allah sözleriyle gerçeği ortaya çıkaracaktır.”

Yüce Yaradan sözleriyle gerçekleri ortaya çıkarınca, suçlulardan bazıları kendilerine gelirler. Allah onlara yardım eder. Yardımı kabul eden onlar da şöyle derler;

Kasas 16 ve 17. Ayetler: “ ‘Ey Rabbim! Doğrusu ben nefsime yazık ettim, artık mağfiretinle benim suçumu ört,’ dedi. O da mağfiret buyurdu. Hakikat O çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.” ve “ Ey Rabbim! Bana olan bu ihsanın hakkı için, artık suçlulara asla arka çıkmam” dedi.

Allah’ın teklif ettiği hidayeti kabul ederek güzel işler yapanlara, Yüce Yaradan’ın merhameti geniştir. Ama tekrar eski haline gelenler veya hiç kendini düzeltmeyenler için tehlike büyüktür. Öleceklerini anladıklarında nedamet getirerek af dilemeleri bir işe yaramaz.

Yunus Suresi 91. ayet: “Ya!… Şimdi ha? Hâlbuki bundan evvel isyan etmiştin, bozgunculardandın.”

Ve 92. ayet: “Biz de bugün seni bedeninle bir tepeye atacağız ki, arkandan geleceklere bir ibret olasın!…”

Son iki ayet, Firavuna hitabendir. Ancak bilindiği gibi, Firavun bir simgedir. Benzer özellikleri olanları, kibirlenenleri, Yüce Yaradan’ın yapma dediklerini bilerek ve isteyerek yapanları kapsar. Hattâ bir simge olan Firavuna açıktan destek verenler de Firavunla birlikte helâk edildikleri için, destekçileri de kapsar.

Geleceği sadece Allah bilir. Hangimizin dünya hayatının ne zaman son bulacağını biz bilemeyiz. O halde, Yunus Suresinin bu ayetlerinin muhatabı olmadan kendimize gelelim. Yoksa arkamızdan gelecek nesillere, bu defa biz ibret yapılırız.

Böylece sadece makamımızı, gücümüzü kaybetmekle kalmayız. Ölümlerin en acısını tadarız. Amel defterimiz Kıyamete kadar açık duracağından, defterimiz tamamen beddualarla dolar.

Yüce Yaradan bizlere hep yol göstermiş, ama yolların seçimini her zaman bizlere bırakmıştır.

Bu yazı KUR'AN ÜZERİNE, Sosyal kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.