MUTTAKİ HER İNSAN, ALLAH’IN DOSTLUĞUNU KAZANMAYA ADAYDIR
Muttaki, sakınan anlamındadır. Kötülüklerden sakındığı için korunandır. Konuyu daha ayrıntılı incelemenin en uygun yolu, Kur’an’ın anlatımlarına bakmaktır.
Bakara Suresi 2: “İşte o kitap, bunda şüphe yok, muttakiler (kötülükten korunacaklar) için hidayettir.
3: “Onlar ki gayba iman edip namazı dürüst kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan (Allah yolunda) harcarlar.”
4: “Ve onlar ki hem sana indirilene iman ederler, hem senden önce indirilene. Ahirete de bunlar kesinlikle iman ederler.”
Demek ki, kötülükten korunmak isteyenlerin sığınacakları en güzel liman Kur’an’dır. Kur’an, onlar için bir hidayettir. Bir rehberdir.
Surenin 4 düncü ayetinde sakınmak ve kötülükten korunmak isteyen kişinin öncelikle, hem Kur’an’a hem de Allah’ın daha önceki peygamberlerine indirilene inanması gerektiğini vurgular.
Ancak önceki kitaplar tahrif edildiğinden, o kitaplarda yazılanların hangisinin doğru olduğunu bilemeyiz. Yüce Yaradan bu konuda da bize yol gösteriyor. Enam Suresi 92. ayetle: “İşte bu da bizim indirdiğimiz bir kitap! Feyzi ve bereketi dünyayı tutacak, evvelki kitapları bu tasdik etmedikçe, muteber sayılmayacak…..” diyerek, hakem kitabın Kur’an olduğunu vurguluyor.
Bakara Suresinin 3üncü ayetinde ise sakınmak isteyenlerin neler yapması gerektiğini anlatır. Namazı dürüst kılmaları ve kazançlarından Allah yolunda harcamalarını ister. Allah yolunda harcamaktan maksadın, insanlara yardım etmek olduğunu anlatmaya gerek yok herhalde.
Al-i İmran 134: “O (Allah’tan hakkıyla) korkanlar, bollukta ve darlıkta Allah için harcarlar, öfkelerini yutarlar, insanları affederler. Allah iyilik edenleri sever.
135: “Ve onlar çirkin bir günah işledikleri yahut nefislerine zulmettikleri zaman Allah’ı hatırlayarak hemen günahlarının bağışlanmasını dilerler. Allah’tan başka günahları kim bağışlayabilir? Bir de onlar, bile bile, işledikleri (günah) üzerinde ısrar etmezler.”
Ayetler gayet açık olduğundan ilave bir şey söylemeye gerek yok.
Maide 55. “Sizin asıl dostunuz Allah’tır, O’nun Resulüdür ve namazlarını kılan zekâtlarını veren ve rükû eden müminlerdir.”
56: “Kim Allah’ı, O’nun Resulünü ve müminleri dost edinirse, (iyi bilsin ki) Allah’ın taraftarları galip geleceklerdir.”
Nisa Suresi 45: “Allah, sizin düşmanlarınızı çok daha iyi bilir. Allah, dost olarak yeter. Allah, yardımcı olarak da yeter.”
Tövbe Suresi 71: “Erkek ve kadın bütün müminler birbirlerinin dostları ve velileridirler. İyiliği emrederler, kötülükten vazgeçirirler, namazı kılarlar, zekâtı verirler, Allah’a ve Resulüne itaat ederler. İşte bunlara Allah merhamet edecektir. Çünkü Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Yukarıdaki ayetlerin hepsi bütün insanlara sesleniyor. İyiliği emreden, kötülükten vazgeçiren, namazı kılan, zekâtı veren, Allah’a ve elçisine itaat eden insanları dot edinin diyor. Böylece kendinizi korumanız daha kolaylaşır demek istiyor.
Bu arada ayette, dost ve veli olacak kişilerin hangi özelliklerinden bahsedildiğine dikkat edelim. Ticari olarak değil, güzel ahlâk açısından örnekler veriyor. Hata yaptıysak bile tövbe ederek dönmemizi bekliyor. Günahları “Allah’tan başka kim bağışlayabilir?” diye de tövbe edenleri bağışlayabileceğini belirtiyor. Fakat zalimlerle dost olmamızı kesinlikle istemiyor.
Casiye Suresi 19: “Çünkü onlar, Allah’a karşı sana asla bir fayda sağlayamazlar. Şüphesiz zalimler birbirinin dostlarıdır. Allah ise, kendisine karşı gelmekten sakınanların dostudur.”
Demek ki Yüce Yaradan’ın gösterdiği yoldan giden erkek ve kadınları dost edindiğimiz ve ayetlerdeki işleri yaptığımız zaman, bizim asıl dostumuz Allah oluyor.
Allah’ın taraftarlarının galip geleceklerini, Maide Suresi 56 da müjdeliyor.
Sonuç olarak Yüce Yaradan bütün insanlara “güzel ahlâk sahibi olur, muttaki olursanız, Allah’ın dostu olabilirsiniz” diyerek, insanlar arasında ayrım yapmadığını beyan ediyor. Allah’ın dostluğunu kazananların da, hem huzur bulacaklarını hem de galip geleceklerini beyan ediyor.
Allah’ım, insanların Senin dostluğunu kazanabilmeleri için, onların irade güçlerini artır, akıllarını ve vicdanlarını iyilik yönünde kullanmalarına yardım et. Onları, zalimlerle birlik olmaktan koru.
Senin her şeye gücün yeter.