İSLÂM VE HIRİSTİYANLIK TARİHİ ÜZERİNE 5

İSLÂM TARİHİ VE HIRİSTİYANLIK TARİHİNDEN ALINACAK BAZI DERSLER 5

 

Bir önceki yazımızın sonunda, Uhud Savaşından örnek vermiştik. Başlangıçta savaşı Müslümanlar kazanmıştı. Fakat bir tepede durmaları ve savaş bitmeden ayrılmamaları söylenilen okçuların, ganimet paylaşımına katılmaları sonucu, yenilmişlerdi. Hattâ Hz. Muhammed (s.a.v.) de bu esnada yaralandığı için, Kureyşliler, peygamberin öldüğü şeklinde şayia çıkarmıştı. Fakat Hz. Ömer, Ebu Süfyan’a peygamberin yaşadığını söyleyince, dedikodu kesilmişti.

Galip iken yenilen Müslümanlar, hayal kırıklığı içerisinde ve üzüntülü olarak Medine’ye döndüler. Fakat tehlike bitmemişti. Kureyşliler, bu savaşla, yarımadadaki itibarlarını yeniden kazanmışlardı. Ordularını yeni kuvvetlerle takviye ederek, Medine’ye saldırabilirlerdi.

Bu durumun belki de tek farkında olan kişi, Hz. Muhammed idi. Medine’ye dönünce, Uhud Savaşına katılan insanların dağılmamasını istedi. Yeni bir sefere çıkacağız diyerek, yaralılar dahil hepsini topladı, Medine dışına çıktı. Hamra denilen bir bölgede karargâh kurdu. Askerlere bol odun ve çalı toplamalarını söyledi. Gece olunca, her bir askerden mümkün olduğu kadar çok yerde ateş yakmasını, ve sabaha kadar ateşlerin sönmemesini sağlamalarını istedi.

Uzaktan bakıldığında, ateş sayısının çokluğu Kureyşlilerin casuslarını korkuttu. Çünkü normal olarak, her ateşin etrafında en az 5 asker olacağı düşünülürdü. Hz. Muhammed, bu tedbirle de yetinmedi. Putperest olan bir kişiye, ateşleri karşıdan gösterdi. Onu Ebu Süfyan’a gönderdi. Putperest ulak Ebu Süfyan’a, Müslümanların çok ciddi bir savaş düzeni aldıklarını söyledi. Ebu Süfyan, gelen haberlerden etkilendi. Hâlbuki, Müslümanların moral bozukluğundan faydalanarak Medine’ye girmeyi ve yeni ortaya çıkan bu din sorununu kökten bitirmeyi düşünüyordu.

Muhtemeldir ki, Abdullah bin Uvey’in, Uhud Savaşına gidilirken yoldan geri dönmesi de, Ebu Süfyan’ın fikrini değiştirmesine vesile oldu. Muhtemelen, Müslümanların savaşa bütün güçleriyle gelmediklerini, Bedir Savaşındaki galibiyetlerinden cesaret alarak az bir kuvvetle gelmiş olabileceklerini, diğerlerini Medine’de bıraktıklarını düşündü. Fakat okçuların hatasından dolayı yenilen Müslümanların, bütün güçlerini toplayarak savaş düzeni aldıklarına kanaat getirdi. Başlarına gelebilecek bir mağlubiyet, kazandıkları bütün itibarlarını kaybettirirdi. Böyle düşündükten sonra ordusunu topladı Mekke’ye döndü. Olayların böyle gelişmesinde, Abdullah bin Uvey’in Müslümanları yalnız bırakması, ilginç bir şekilde işe yaramış oldu.

Bu olayı “Peygamberin İzinde” adlı kitabında anlatan araştırmacı, Tarık Ramazan’dır. Ben onun anlattıklarını, peygamberin diğer davranışlarıyla karşılaştırdığımda, doğru olarak değerlendirdiğimden makaleme aldım. Hz. Muhammed’in hayatını anlatan kitapların büyük çoğunluğu, peygamberin bu uygulamalarını anlatmazlar. Sadece, “bir el, Ebu Süfyan’ın Medine’ye gelmesini engelledi” diyerek, sebebi, belirsiz bir şeye bağlarlar. Onların ifadelerindeki “bir el”, elbette Allah’ı vurguluyor. Tabii ki, Yüce Yaradan, peygamberine yardım eder ve etmiştir. Fakat Hz. Muhammed’in, Allah’ın ona verdiği aklı kullanmadan ve hiçbir şey yapmadan, oturup Yüce Yaradan’ın yardımını beklediğini söylemek, Hz. Muhammed’e yapılacak insafsız bir suçlamadır.

Peygamberin Hendek Savaşı sırasında uyguladığı taktikleri, daha önce bu sitede (www.ismailhakkikupcu.com.tr) yayınladığımız “Kuran’a ve Hz. Muhammed’e Göre Mücadele Hileleri” başlıklı yazımızda aktarmıştık. Hendek Savaşının hemen akabinde Kurayzaoğulları ile ilgili yapılanları da, “Hendek Savaşı ve Kurayzaoğulları” adlı makalemizde işlemiştik. Dolayısıyla burada tekrar etmeyeceğiz.

Hendek Savaşı ve Kurayzaoğulları hadisesinden sonra Müslümanların gücüne inanıldı. Namları bütün yarımadaya yayıldı. Hattâ Bizans ve Persler bile bu yeni güçten bahsetmeye başladı. Bu gelişmelerin farkında olan Hz. Muhammed, bundan sonra, ihanetlere, içten pazarlıklılara ve saldırı hazırlıklarına hiç taviz vermedi.

Peygamberin uyguladığı taktiklerin biri de, Hudeybiye Barışı  olayıyla ilgilidir. Hz. Muhammed, gördüğü rüya üzerine sahabenin ileri gelenlerini toplar. Yanlarına savaş için değil, sadece yolda lazım olacak kadar silah almalarını söyler. Arabistan’daki bütün kabilelerce kabul gören savaşılmayan aylarda, Mekke’ye Umre için 1200-1400 arası mümin yola çıkarlar. Önce nereye gittiklerini kimseye söylemezler. Kurban olarak kesecekleri develeri yoldan alırlar.

Mekkeliler bu durumu haber alınca, Halid bin Velid komutasında küçük bir ordu yolladılar. Bunu öğrenen Hz. Muhammed, çatışmak istemediğinden, sahabelerine güzergâhlarını değiştirtti. Mekke’nin güneyine yöneldi. Fakat Hudeybiye düzlüğünde yürüyüşü durdurdu. Mekkelilerle anlaşma yapmak için onların harekete geçmelerini beklemeye başladı. Tarık Ramazan’ın ifadesine göre, peygamberin bu davranışı, Mekkelileri şaşırtmıştı. Mekkeliler, Müslümanların savaşarak da olsa Mekke’ye girmeye çalışacaklarını düşünüyorlardı.

Fakat Hz. Muhammed durunca, bu defa onları düşünce aldı. Mekke’ye Müslümanları kabul etseler, itibarlarını kaybedeceklerdi. Müslümanlarla savaşsalar, hem silahsız insanlara saldırmış olacaklar, hem de savaşılmayan aylarda savaşmış olacaklardı. Böylece haysiyetsiz bir duruma düşeceklerdi. Hz. Muhammed’in taktiği onları çaresiz bir ikilemin içine düşürmüştü. Kararsız kaldılar. Hemen hareket etmediler.

Mekkelilerin kararsızlıktan dolayı hareketsiz kaldıklarını bilmeyen sahabelerin, moralleri bozulmaya başlamıştı. Belirsizlik, Allah yolunda canlarını feda etmekten bir an bile çekinmeyen bu insanların, canlarını sıkıyordu. Hz. Muhammed, bu durumun farkına vardı. Bir ağacın altına gitti. Sahabesini topladı. Her birinden ayrı ayrı bağlılık ve beyat sözü vermelerini istedi. Bu olaya Rıdvan Biatı denilmektedir. Her sahabe, sonuç ne olursa olsun, Allah’ın yolundan ve peygamberin yanından ayrılmayacaklarına dair söz verdi. Yüce Yaradan, daha sonra peygamberine indirdiği (48) Feth Suresi 18inci ayetinde, bu davranışlarından dolayı, Müslümanlardan razı olduğunun müjdesini verdi.

Böylece, Hz. Muhammed, uyguladığı iki farklı taktikle, hem Mekkelileri ne karar verirlerse versinler, zarar görecekleri bir seçenekle bıraktı, hem de Müslümanların kalplerinin pekişmesine, kardeşlik duygusunun zirve yapmasına vesile olarak Allah’ın yardımını haketti. Mekkeliler, sonunda mecburen Müslümanlarla anlaştılar, onlarla on yıllık barış imzaladılar,

Hz. Muhammed’in uyguladığı taktikler ve insan ilişkileri bizim makale sınırlarımızı çok aşar. Ayrıca kitap olarak değerlendirmeyi gerektirir. Bu nedenle bizim makale sınırları içerisinde bazılarını bahsettik. Zaten bu sitede daha önce Hz. Muhammed başlığıyla yazdığımız makalelerimizde de, peygamberin bazı yönleri hakkında bilgi vermiştik. Bizim yazılarımızda bilgi vermediğimiz; Mekke Seferi sırasındaki uygulamaları, Ebu Süfyan’ı etkilemek için uyguladığı yöntem, Huneyn Savaşındaki başlayan bozgun üzerine yaptığı müdahale, Taif kalesinin fethi öncesindeki uyguladığı taktikler, krallara yazdığı mektuplar, insanlara karşı davranışları gibi hususları, okuyucular araştırarak kendileri bir karara varabilirler.

Fakat okuyucular yapacakları araştırmalarda, her şeyi Allah’ın yardımına bağlayan, Hz. Muhammed’i, oturduğu yerde sadece dini anlatıp, başka bir şey yapmayan birisi olarak gösteren kaynakları, mutlaka sorgulayarak okumalarında fayda var. Hattâ, böyle yazıları okurlarken, bizim makalelerimizde anlattığımız peygamberin uygulamalarını da dikkate alırlarsa, daha gerçekçi bir fikre ulaşmaları ihtimalleri artar.

Böylece, her peygamberine Allah’ın yardımı olmasına rağmen, neden yetim büyümüş bir Hz. Muhammed’in, sağlığında, dini yerleştirdiğini, Arap yarımadasında hiç görülmemiş büyüklükte bir devlet kurduğunu, daha iyi anlayabilirler.

Hattâ okuyucular, Hz. Muhammed’in yetiştirdiği insanların uygulamalarını da irdeleyerek, peygamberin vefatından sonraki 40 yıl içerisinde, kendi içerindeki Cemel Vakası, Sıffın Savaşları gibi engellere rağmen, Perslerin devletini yıkmalarının, Bizanslıları yenmelerinin ve yüz ölçümü olarak, Roma’dan büyük devlet kurmalarının sebebini anlayabilirler.

Bu yazı Dini, Hz. Muhammed kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.