YERYÜZÜNÜ VE İNSANLIĞI KÖTÜLEŞTİRMEYELİM

DAHA GÜZEL BİR DÜNYA İÇİN SORUMLULAR

 

Daha iyi bir dünya oluşturabilmek için sorumluluk, sadece siyasi yöneticilerin değildir. Önceki yazılarımızda da belirtildiği gibi, insanlar yeryüzünde, Yüce Yaradan’ın vekil yöneticileridir.

Dolayısıyla aldığımız emaneti çocuklarımıza kötüleştirmeden devretme sorumluluğu hepimizindir. Elbette yöneticilerin ve zenginlerin mesuliyetleri daha fazladır. Ancak, makam ve mülk sahibi olmayan insanlar da kendi aralarında birleşerek güç toplayabilirler. Sosyal guruplar oluşturabilirler.

Bu sosyal gurupların sayıları ve gayretleri çoğaldıkça, yöneticiler ve zenginler üzerindeki etkileri de artacaktır. Yani sosyal guruplar, dünyanın güzelleşmesi için,  tetikleyici katalizör görevi yapacaklardır.

Önceki yazılarımızda yöneticilerin görevleri hakkında bazı fikirlerimizi yazdık. Önderlerin ve yöneticilerin sorumlulukları çok fazla olduğundan, onlarla ilgili ayrıca yine yazabiliriz.

Bu yazımızın ağırlığı, zenginlerin ve şirketlerinin sorumlulukları üzerine olacaktır. Dünyamızın güzel geleceği açısından şirket ahlâkı, önemli bir konudur.

Şirketler, birkaç açıdan ahlâklı olmaya çalışmalıdırlar. Öncelikle üretimlerinde sosyal sorumluluklarına uygun davranmalıdırlar. Yani insanların zararına olacak üretimlere değil, insanlığa faydalı üretime yönelmelidirler.

Şirketler, kâr oranlarını, makul bir seviyede tutarak insanlara güven vermelidirler. Ayrıca kazançlarından, sosyal sorumluluk projelerine ciddi paylar ayırmalıdırlar.

Zenginler ve şirketler yukarıda bahsedildiği şekilde davranırlarsa hem kendileri daha huzurlu olurlar, hem de kazançları daha bereketli olur. Zaten böyle olacağını Yüce Yaradan, Kur’an’ı Kerim’inde birçok ayetinde bahsediyor.

Kur’an’a yeterince inanmayıp, biz atalarımızdan gördüğümüzü yaparız diyenler, öncelikle, kendi iç dünyalarını bir gözden geçirsinler. Ne kadar huzurlular? Çevrelerinde güvenebilecekleri kaç dostları var? Kazandıklarıyla her istediklerini yiyebiliyorlar mı, yoksa doktorların emirleri doğrultusunda mı yiyorlar? Mal varlıklarını kaybetme riskleri ne kadar?  vb. soruları cevaplasınlar. Sonra tekrar düşünsünler.

Düşünürken halk arasında anketler yaptırsınlar. Anket yaptırdıkça, Yüce Yaradan’ın sözlerinin bazılarının hangi yöntemle gerçekleştiği hakkında fikir sahibi olabilirler.

Anketlerinde tüketicilerin %86’sının, topluma yardım eden şirketleri tercih ettiklerini beyan ettiklerini göreceklerdir. Benzer şekilde tüketicilerin %81’i de inandığı davalarla bağlantılı ürünleri satın almaya özen göstermektedir.

Yaptıracakları bu ve benzeri anketlere ilaveten, şirket çalışanları arasında çalışmalar yapsınlar. Şirket personelinin büyük çoğunluğunun, çalıştıkları şirketle gurur duymak istediklerini göreceklerdir.

Bir çalışan, şirketinin çok para kazanmasından gurur duymaz. Çok kazanmaktan patronlar gurur duyar. Çalışanlar, şirketlerinin kendilerine davranışından, toplumsal sorunlara ilgisinin ciddiyetinden, kaliteyi ucuza vermesinden vb. duygusal yapısından dolayı gurur duyarlar. Yani iş dışındaki arkadaşlarına nasıl övünebilirlerse, şirketlerinin öyle olmasını isterler.

Bu yazı Genel kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.