KÜRESEL UYGARLIK VE ÇOCUK EĞİTİMİ

KÜRESEL UYGARLIK İÇİN ÇOCUK EĞİTİMİ

 

İnsanlığın güzel geleceği için, Küresel Uygarlık oluşturmak gerektiği ve bu medeniyetin temelleri hususunda fikirlerimizi önceki yazılarımızda ifade ettik. Yazılarımızda serdettiğimiz fikirler, daha çok, gelecek nesiller içindir. Benim gibi 65 yaşa ulaşmış insanlar için, mücadelenin tamamı, bizden hemen sonrakinden başlayan nesiller için yapılmaktadır.

Küresel Uygarlık anlayışını oluşturmak için, zamana ihtiyaç olduğu kesindir. Ama başlangıç temelini bugünlerde biz atmazsak,  çocuklarımız hiç başaramayabilirler. Çünkü ticari bir hapishaneye dönmekte olan dünyamızda, yeni nesillerin mücadele güçleri ve istekleri bizlerinkine göre daha azdır. Biz başaramazsak, hem dünyada hem de ahirette çocuklarımıza bir faydamız olmayacaktır. Biz çocuklarımızın mücadele etmekte zorlanacağı tahminimizde yanılırsak ve çocuklarımız bu işi başarırlarsa, onların bu muvaffakiyetlerinin bize bir faydası yoktur. Aşağıdaki ayet, bu konuda bizleri bilgilendirmektedir.

31 Lokman Suresi 33: “Ey insanlar! Rabbinizden sakının ve bir günden korkun ki, baba çocuğuna hiçbir fayda veremez. Çocuk da babasına hiçbir şeyle fayda sağlayacak değildir. Şüphesiz Allah’ın vaadi gerçektir. O halde dünya hayatı sizi aldatmasın, sakın o çok aldatıcı şeytan sizi Allah’ın affına güvendirerek aldatmasın.”

Dolayısıyla, bizlerin temelini atacağı Küresel Uygarlık anlayışının, hem sahiplenilebilmesi hem de uzun sürecek bir devamlılık arzedebilmesi için, çocuklarımızın yetiştirilmesi konusu önemli olmaktadır.

Gerek Aristo’nun bahsettiği doğru karaktere, gerekse Buda’nın; doğru görüş, doğru karar, doğru ve iyi söz, doğru davranış, doğru iş, doğru çaba, doğru hafıza ve doğru gözlem diye nitelendirdiklerine sahip olmanın temeli, çocukluk yıllarında atılır. Onlara göre, uygun alışkanlıkları geliştirmenin en iyi yolu, onları çocuk yaşta edinmektir. Aristoteles’e göre, bir insan için şans ya da şanssızlık çocukluktaki yaşadıklarımızdan gelir.

Uzmanlara göre çocukların mantıkları 2,5-3 yaşından itibaren çalışmaya başlamaktadır. Dolayısıyla çocuk eğitimi en geç üç yaşında başlamalıdır. Çocukların karakterlerinin, alışkanlıklarının şekillenmesi 7-10 yaşlarında netleşmektedir. Bu demektir ki, insanlığın geleceğini toparlamak istiyorsak, çocuklarımızın yetişmelerine özel önem vermeliyiz.

Günümüzde çocuklarımızı aileleri kadar etkileyen şey, internet ortamıdır. Çocuklar daha konuşmaya başlamadan internete girmeyi öğrenmektedirler. Bu sebeple, bilgisayarlar bizim için bir şans olabileceği gibi, şanssızlık da olabilir. Bilgisayarların eğitici gücünü kullanırsak güzel bir nesil yetiştirebiliriz. Bilgisayarlardaki oyunların ve bilgilerin, çocuklarımızın karakterlerini bozmasına izin verirsek, insanlığın geleceğini karartırız.

Nerede ve hangi şartlarda dünyaya geleceğimiz bizim elimizde değildir. Büyüklerinden şeytanlığı öğrenene kadar her çocuk masumdur. Her çocuk aynı ölçüde yetiştirilmeyi hakeder. Bizler elbette, dünya üzerindeki çocuklar arasında, fırsat eşitliğini tam sağlayamayız. Ama her çocuğun böyle bir hakkı olduğunu bilerek gayret etmeliyiz.

Bir insan için, bu dünyadaki en önemli görev ve en zor iş, çocuk yetiştirmektir. Bazen insanın kendi çocuğu olmayabilir. Çocuğu olmayan insanlar da, mutlaka başkalarının çocuklarını yetiştirmeye çalışmalıdırlar. Geleceği ancak böyle kurtarabiliriz. Kendi çocuklarımızın huzur içerisinde yaşamalarını istiyorsak, başkalarının çocuklarının da iyi yetişmeleri için uğraşmalıyız. Adaletsiz bir dağılım, geleceğimizin altındaki dinamit gibidir.

Bu yazı Genel, Sosyal kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.