İÇKİ KONUSUNDAKİ AYETLER BİRBİRİYLE ÇELİŞMEZ
Kur’an’da nesih (eskisini yürürlükten kaldırma anlamında) olduğunu öne sürenlerin verdikleri örnek konulardan birisi, içki ile ilgili ayetlerdir. İçki ve kumar konusunda dört ayrı ayet inmiştir. Nesih-mansuh fikrini savunanlar sonraki ayetlerin öncekilerin geçerliliğini ortadan kaldırdığını öne sürmektedirler.
Bu insanlar, Nisa Suresi 82inci ayeti dikkatli okusalardı böyle bir iddiada bulunamazlardı. (Nesih konusunu inşallah başka bir yazıda ayrıca inceleyeceğiz.)
Nisa 82: “Hâlâ Kur’an’ı düşünüp anlamaya çalışmıyorlar mı? Eğer o, Allah’tan başkası tarafından (indirilmiş) olsaydı, mutlaka onda birçok çelişki bulurlardı.”
Konumuz olan içki ile ilgili ayetler iniş sırasına göre şöyledir:
Mekke’de nazil olan ayetler:
Nahl Suresi 67: “Hurma ve üzüm ağaçlarının meyvelerinden da hem içki, hem de güzel gıdalar edinirsiniz. Şüphesiz ki bunda aklını kullanan kimseler için büyük bir ibret vardır.”
Bakara 219. Ayet: “Sana hamiden (şarap) ve meysirden (piyangoya benzer fakirlere yardım için az sayıda insan arasında oynanan oyun) soruyorlar. De ki: “ O ikisinde büyük günah ve insanlara bazı yararlar vardır. Fakat onların günahı, yararından büyüktür.”
Medine’de nazil olan ayetler:
Nisa suresi 43. ayet : “Ey inananlar, sarhoş iken namaza yaklaşmayın ki ne dediğinizi bilesiniz.”
Sonra Maide Suresi 90: “Ey iman edenler! Hami (içki), meysir kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak, şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz.”
91: “Şeytan, içki ve kumarla, ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçiyor musunuz?”
Ayetleri bir arada yazmamızın bir amacı, sizlerin de konuyu rahatça yorumlayabilmeniz içindir.
Nahl Suresi 67inci ayetle, önce bir durum tespiti yapılıyor. Hurma ve üzümün hem faydalı bir gıda olduğu, hem de onlardan sarhoşluk veren içki elde edildiği vurgulanıyor. Ayetin sonunda, bu durumun aklını kullanan kimseler için bir ibret teşkil ettiği belirtilerek, insanların düşünmeleri isteniyor.
İnsanlar kendi kendilerine bir karara varamayınca, konuyu Hz. Muhammed’e (s.a.v.) soruyorlar. Bunun üzerine Yüce Yaradan Hz. Peygamber aracılığıyla, Bakara 219uncu ayetle insanları bilgilendiriyor. Ama konuyu sadece içki olarak belirlemiyor. İçkinin yanında kumar konusunu da birlikte anlatıyor.
Hem içkinin hem de meysir denilen kumar çeşidinin insanlara bazı yararları olduğunu belirtiyor. Meysir denilen kumarın faydası, fakirlere yardım amacıyla oynanan bir oyun olmasıdır.
Hami yani şarap veya içki konusunda İslâm âlimleri farklı fikirler beyan etmişlerdir.
Ayeti tefsir edenler; günah, içki içip sarhoş olduktan sonra görülen sövmeler, kavgalar, öldürmelerdir demektedirler. Menafi (yararlar) konusunda ise tefsir farklıdır. Kurtibi’ye göre “şarabın sindirimi kolaylaştırdığı, zayıfa kuvvet verdiği, cinsel kuvveti arttırdığı vs. lezzetler verdiği söylenmiştir. Tefsircilerin çoğuna göre ise yararları, ticaret ve lezzet olabilir.
Hami (şarap) konusunda eski âlimler iki guruba ayrılmıştır. Malik, Şafii, Ahmet İbn Hanbel ve Hicazlilar gerek üzüm ve gerekse başka maddelerin suyundan elde edilen (hurma, arpa, buğday vb.) alkollü içkiye hami demiştir.
Iraklılar, yani Ebu Hanife, İbrahim Neha’i, Süfyan es-sevri, İbn ebi Leyla, Şerik ve ibn Şübrüme’ye göre üzüm suyundan yapılan alkollü içkidir. Diğerlerinden yapılana hami değil “nebiz” denir.
Bence burada herhangi bir ayrıma girmek yanlıştır. Sonuçta beyni uyuşturan içkiler hamidir. Yüce Yaradan Bakara 219 ayetinde, haminin ve fakirlere yardım amacıyla da oynansa, kumarın günah olduğunu beyan etmiştir. İçkinin de kumarın da, günahının yararlarından büyük olduğu belirtilerek, insanlar uyarılmıştır. Böylece insanlardan, yine, akıllarını kullanmaları istenilmiştir.
Medine’de inen ayetler “ey iman edenler” olarak inmiştir. Ayetlerin bir diğer özellikleri de, bizim için faydalı tavsiyeler şeklinde olmalarıdır. Dolayısıyla bu hitabın amacı, aynı zamanda Yüce Yaradan’ın bu iki ayetinde yaptığı tavsiyelere uymamızla, bizlerin iman eden kullar olmamıza vesile olmaktır.
Nisa 43üncü ayette namaz kılan insanlara seslenilmiştir. Bu sebeple “ey iman edenler” hitabı, aynı zamanda onların iman eden insanlar olduklarını gösterir. Ancak Allah Ayetinde, bu kişilerden sarhoş iken namaza yaklaşmamalarını isteyerek, iman etmenin gereğini yapmalarını vurgulamaktadır.
Maide Suresinin 90 ve 91inci ayetleri, içki içen ve içmediği zamanlarda düşünen bir insanın varacağı sonuçları anlatmaktadır. İçkili iken ne söylediğini bilemediğinden namaz kılamıyorsan, içki seni namazdan alıkoyuyor demektir. Çünkü Kur’an’a göre namaz, vaktinde yapılması gereken bir emirdir. Sonradan kazası olmaz.
İçkili iken namazda ne söylediğini bilemeyen bir kişi, arkadaşlarıyla ve çevresindekilerle konuşurken de ne söylediğini bilemez demektir. Bu durum insanın bir hiç yüzünden arkadaşlarıyla sözlü kavga etmesine sebep olabilir. Aynı şekilde kumar da arkadaşlar arasında kavgaya sebep olur. Demek ki içki ve kumar dostların arasını bozabilecek en etkin unsurlardır.
İşte Allah ayetlerinde bu durumu açıklayarak, insanlara “artık vazgeçiyor musunuz?” diye soruyor.
Görüldüğü üzere içki ve kumar konusundaki ayetler bir durum tespitidir. Allah, aslında insanların bizzat kendilerinin yaşadıkları durumu gözler önüne sererek, onların karar vermelerine yardımcı olmaya çalışmaktadır. Allah içki ve kumarın faydasının çok az zararlarının ise daha fazla olduğunu bize gösterdiği halde bize kesin emir vererek vazgeçin, içmeyin diye emir vermiyor. Kararı bize bırakıyor.
Eğer biz Yüce Yaradan’ın gösterdiği yolu izlemez, kendi bildiğimizle yürürsek, ayete göre, hem kendimize zarar vereceğiz hem de günahkâr olacağız.
Diğer taraftan ayetlerde çelişki olması için, Allah’ın bir ayetinde verdiği emri diğerinde geri almış veya hafifletmiş olması gerekir. Net bir şekilde görüldüğü gibi, ayetlerde böyle bir durum yok. Aksine birbirini tamamlayan anlatımlar var.
Ayetlerde esas olan sarhoş olunup hatalı hareket edilmesini önlemektir. “içkinin zerresi günahtır” şeklinde bir ibare yoktur. Sarhoşluk vererek insanlar arasına düşmanlık ve öfke sokması bahsedilmektedir. Zaten tefsirciler ısm (günah)’ı “içki içilip sarhoş olduktan sonra görülen sövmeler, kavgalar ve öldürmeler” şeklinde açıklamışlardır. Demek ki sarhoş olacak kadar içip hem kendine, hem de çevreye zarar vermek günahtır.
İçkinin haram olduğunu iddia edenler tamamen hadislere dayanmaktadırlar. En can alıcı hadis “çoğu sarhoş eden şeyin azı da haramdır” sözüdür. Tırmızi bu hadisin garip olduğunu söylemiştir. Bu ve benzeri hadislerin ikinci ve üçüncü asırdaki fıkıh kurallarına benzemesi bu hadislerin sonradan geliştirildiği inancını kuvvetlendirmektedir.
Enam Suresi 151 ve 152. Ayetlerde haram kılınan şeyler tek tek açıklanır. Dokuz konu sayılır. Bunlar arasında içki yoktur. Fuhuş vardır. Bu haramların neler olduğunu bu sitede “Haram ve Helâli Allah Belirler” başlıklı yazımızda açıkladığımızdan burada bahsetmeyeceğiz.
Sonuç olarak, Allah’ın ayetlerinde bir çelişki yoktur. Dolayısıyla nesh edilen yani yürürlükten kaldırılan bir ayet de yoktur.
Allah’ım, bizlerin, Senin tavsiyelerine uyan ve emirlerini uygulayan kullarından olabilmemiz amız için, irade gücümüzü artır.