KUR’AN’A GÖRE, ÜMMİ OLANLAR

KUR’AN’A GÖRE, ÜMMİ OLANLAR

 

Ümmi kelimesinin sözlük anlamı, okuma yazma bilmeyen demektir. Ancak Kur’an ümmi sözünü farklı anlamlarda kullanır. İlk olarak sözlük anlamında ve Hz. Muhammed’in (s.a.v.) okuma yazma bilmeyen bir peygamber olduğunu teyit için kullanır.

7 Araf Suresi 157: “Onlar ki, o ümmî peygambere uyarlar, yanlarındaki Tevrat ve İncil’de yazılmış bulacakları o peygambere uyup, onun izinden giderler ki, o, onlara iyiyi emreder ve onları kötülüklerden alıkoyar. Temiz ve hoş şeyleri kendilerine helâl kılar. Murdar ve kötü şeyleri de üzerlerine haram kılar. Sırtlarından ağır yükleri indirir, üzerlerindeki bağları ve zincirleri kırar atar. İşte o vakit ona iman eden, ona kuvvetle saygı gösteren, ona yardımcı olan ve onun peygamberliği ile birlikte indirilen nuru izleyen kimseler var ya, işte asıl murada eren kurtulmuşlar onlardır.”

158: “De ki; ey insanlar! Ben sizin hepinize Allah’ın resulüyüm. O Allah ki, göklerin ve yerin bütün mülkü O’nundur. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Öldüren de, dirilten de O’dur. Bundan dolayı gelin, Allah’a ve resulüne iman edin. Allah’a ve Allah’ın bütün kelâmlarına iman etmiş bulunan o ümmî peygambere, evet ona uyun ki, hidayete erebilesiniz.”

12 Yusuf Suresi 3: “Sana bu Kur’an’ı vahyetmekle biz, sana kıssaların en güzelini anlatıyoruz. Gerçek şu ki, daha önce senin bundan hiç haberin yoktu.”

Yukarıdaki ayetlerin ifadelerinden anlaşılan, Hz. Muhammed’in ümmi olduğudur. Yani okuma yazma öğrenme hususunda eğitim görmediğidir. Yusuf Suresinin üçüncü ayetinde, ümmi kelimesi geçmez. Fakat peygamberin, okuma bilmediği için haberinin olmadığı konuların vahyedildiğini ifade eder.

Ümmi kelimesinin Kur’an ayetlerinde geçen diğer bir kullanımı, kitap verilmeyenler anlamındadır.

3 Ali İmran Suresi 20: “Buna karşı seninle münakaşaya kalkışırlarsa de ki: “Ben, bana uyanlarla birlikte kendi özümü Allah’a teslim etmişimdir”. Kendilerine kitap verilenlere ve (kitap verilmeyen) ümmilere de ki: “Siz de İslâm’ı kabul ettiniz mi?” Eğer İslâm’a girerlerse hidayete ermiş olurlar. Eğer yüz çevirirlerse, sana düşen şey ancak tebliğ etmektir. Allah kulları görendir.”

Ayetteki kitap verilmeyen ümmiler olarak, Hz. Muhammed’in içerisinde bulunduğu Arap halkı kastedilmektedir Bu anlamı aşağıdaki ayetle daha netleşmektedir..

62 Cuma Suresi 2: “O’dur ki ümmiler içinde, kendilerinden olan ve onlara Allah’ın ayetlerini okuyan, onları temizleyen, onlara kitap ve hikmeti öğreten bir Peygamber gönderdi. Oysa onlar, önceden apaçık bir sapıklık içinde idiler.”

Kur’an’da ümmi kelimesi ile kastedilen diğer bir anlamı, kitabı bilen, okuyan, ama bilmezlikten gelen kişi şeklindedir.

2 Bakara Suresi 78: “Bunların bir de ümmî kısmı vardır, kitabı bilmezler, ancak birtakım kuruntu yığınına, boş saplantılara kapılır ve zan içinde dolaşır dururlar.”

79: “Artık o kimselerin vay haline ki, kendi elleriyle kitap yazarlar da sonra biraz para almak için “Bu Allah katındandır.” derler. Artık vay o elleriyle yazdıkları yüzünden onlara, vay o kazandıkları vebal yüzünden onlara!”

Bakara Suresinin yukarıdaki iki ayetinden ilkinde, ümmi kimselerin, kitabı bilmedikleri halde, kendi kuruntuları ile hareket ederek, boş zan ve saplantıları olan kişiler olduğu ifade edilmektedir. Surenin sonraki ayetinde, bu şahısların bir başka özelliklerinden bahsedilmektedir. Ümmi olarak nitelenen bu insanların, kendi elleriyle kitap yazdıkları ifade edilmektedir.

Kitap yazabilen kişilerin okuma yazma bilmeyen anlamında ümmi olmadıkları açıktır. Kitap yazabilen bu kişilerin ümmiliği, kendi elleriyle yazdıkları kitabı “Allah katındandır” diyerek, insanları kandırmaya çalışmalarından gelmektedir. Bu durum, cahillikten de öte bir haldir.

İşte Kur’an’ın asıl uyarmak istediği kişiler, bu anlayışta olanlardır. Bunlar, okuma yazma bilmeyen ümmilerden çok daha kötüdürler. Kitabı okuyup bildikleri halde, kendi düşüncelerini, kendi zanlarını, sanki Yüce Yaradan’ın isteğiymiş gibi anlatarak insanları kolayca kandırırlar. Fakat Kur’an, “vay onların haline” diyerek bunların sonunun çok kötü olacağını beyan etmektedir.

Kur’an’a göre asıl ümmiler, bilmedikleri halde, çok şey biliyormuş gibi görünmeye çalışan bu insanların kendileridir.

Bu yazı KUR'AN ÜZERİNE kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.