ALLAH’IN YARATTIĞINI DEĞİŞİKLİĞE UĞRATMAK
Nisa Suresi 4/118. Allah, o şeytana lânet etti ve o da, “Andolsun ki Senin kullarından elbette belirli bir pay alacağım” dedi.
119uncu ayet: “Onları mutlaka saptıracağım, mutlaka onları kuruntulara sokacağım ve onları zorlayacağım da (putlara adak için) hayvanların kulaklarını yaracaklar. Yine onlara baskı yapacağım da Allah’ın yarattığını değiştirecekler.” Kim Allah’ı bırakıp da şeytanı dost edinirse, şüphesiz o apaçık bir hüsrana düşmüştür.
Ayetin tercümelerinin çoğunda, şeytanın insanlara emredeceği ve onların hayvanların kulaklarını yaracakları şeklinde ifadeler var. Sonraki cümle de, aynı şekilde “onlara emredeceğim de Allah’ın yarattığını değiştirecekler” şeklinde tercüme edilmiş. Bizim Kur’an’ın diğer ayetlerdeki anlatımlarından anladığımız kadarıyla, şeytan, insanlara emretmez. Sadece kuruntulara sokar, vesvese verdirir veya yaptığı işleri güzel gösterir. Kararı insana bırakır. Eğer şeytanın yaptırım gücü olursa, yani insanları zorlama imkânına sahip olursa, şeytan ile insanın mücadelesi adil olmamış olur. İnsanlar, daha baştan yenik başlarlar.
Şeytan ile insan ilişkisini kısaca belirttikten sonra, konumuza dönelim. Bu ayette bahsedilen “Allah’ın yattığını değiştirecekler” sözü yazımızın konusu olacak.
Dikkat edilirse ayette, “Allah’ın yaratışını değiştirecekler” denilmiyor. Tanrı’nın hâlk ettiğini, yani yarattığını değiştirecekler deniliyor. Bu ince ayrıntı, yazımızın konusu değil, ama çok önemlidir. Demek ki, insanlar, Yüce Yaradan’ın yaratışını değiştirmeye muktedir olamayacaklar. Sadece Onun yarattıklarının üzerinde bazı değişiklikler yapmaya çalışacaklar anlamındadır.
Kur’an ve bilim konularında, bu sitede, farklı başlıklarla birkaç tane makale yayınladık. Kur’an’ı incelediğimizde, bilginin övüldüğünü, bilimle uğraşmanın teşvik edildiğini görmekteyiz. Bir taraftan bilimi teşvik edip, diğer yandan Allah’ın yarattıklarının değiştirilmesine itiraz, ilk bakışta çelişki olarak görülebilir. Hâlbuki övülen bilim, insanlığın yararına sonuçlar alınan bilimdir. Şeytanın yol gösterdiği ise, insanların şahsi menfaatleri için yapacakları uğraştır.
Yüce Yaradan’ın gösterdiği yolda ilim yapan kişi, insanların, tabiattan en güzel şekilde istifade etmeleri için çaba sarf eder. Şeytanın yol gösterdiği ilmi yapan kişi, tabiatı tahrip ederek daha çok şahsi menfaat sağlamaya gayret eder.
Rahmani düşünenler, insanların hastalıklarının iyileşebilmesi için uğraşırken, şeytani davrananlar, insanların hasta olmasına sebep olacak hormonları ve ilaçları kullanarak, daha kısa sürede daha çok ürün elde etmeyi hedefler. Dolayısıyla, daha çok kazanmanın peşindedir, sattığı ürünleri kullananlarda veya doğada yaptığı tahrifata hiç aldırış etmez.
Rahmani düşünen, atomun yapısı hakkındaki bilgisi arttıkça, bu bilgilerinden yararlanarak bazı malzemeleri ıslah eder ve insanlığın hizmetine sunar. Şeytani davranan ise, atomun yapısı üzerinde çalışarak bomba yapmaya gayret eder. Rahmani düşünen birisi, küresel ısınmayı azaltmak için çareler arar. Şeytani davranan ise, küresel ısınmadan para kazanmaya çalışır.
Bizim çok genel anlamda verdiğimiz bu örneklerin, hayata yansıtılmış olan benzerlerini, çoğumuz bizzat yaşamışızdır.
Anlaşılan o ki, Yüce Yaradan, bilgiyi insanlığın aleyhine kullanmayı, şeytanın tavsiyesi olarak görmektedir.
Rahman Suresi 55/7-8: “(Yüce Yaradan) göğü yükseltti ve ölçüyü (mizanı) koydu. Ölçüde haddi aşmayın.”
Eğer, Yüce Yaradan’ın koyduğu ölçüyü değiştirmeye kalkışırsak, haddi aşmış oluruz. On binlerce yıldır doğadaki işleyişte bir değişiklik olmazken, son 50 yıldır, Yüce Yaradan’ın yarattıklarını değiştirme çabaları hızlandı. Örneğin, sera gazlarının salınımındaki artış, doğadaki ölçüyü olumsuz yönde değiştirme hususunda etkili olmaktadır. Ama hem zengin insanlar, hem de zengin ülkeler, bu sayede zenginliklerini artırmaktadır. Bazı insanlar zengin olabilmek adına, ölçüde haddi aşmaktadırlar. Ölçüde haddi aştıkları için, Yüce Yaradan’ın yarattığını değiştirme gayreti içerisindedirler.
Nisa Suresinin 119uncu ayetinin sonunda, haddi aşarak şeytanın yolunda gidenler şöyle uyarılmaktadır: “Kim Allah’ı bırakıp da şeytanı dost edinirse, şüphesiz o apaçık bir hüsrana düşmüştür.”
Allah’ım, Senin gösterdiğin yolda insanlığa hizmet edebilmemiz için, ilim ve hikmetimizi artır.