HZ. İSA’NIN TANRILIĞI ÜZERİNE
Hz. İsa’nın, Oğul Tanrı olduğunu iddia edenleri karşılıklı oturuyormuşuz gibi düşüneceğiz. Bu sebeple, “sizce” diye başlayan aşağıdaki sorulara cevap vermelerini isteyeceğiz. Makalemizin sonunda, kendi fikrimizi beyan edeceğiz.
Hz. İsa’nın, Tanrılığıyla ilgili tartışmaya başlayabilmek için, önce Tanrı kavramı konusunda fikir birliğine varabilmemiz gerekir.
Sizce, Tanrı, zaman ve mekânla kısıtlı mıdır?
Cevabınız, “kısıtlıdır” ise, böyle bir varlığa neden Tanrı demeliyiz?
Cevabınız, “kısıtlı değil” ise, Tanrı, bir vücut bularak dünyaya inip, yarattığı kulları gibi yaşayarak, Kendisini, zaman ve mekânla kısıtlamış olmuyor mu?
Sizce, Tanrı, akılla kavranabilir mi?
Cevabınız, “kavranamaz” ise; İsa, aramızda yaşayarak, kendisini neden akılla kavranabilir yapmıştır?
Eğer, İsa’nın gösterdiği mucizeler vardır ve bunlar akılla kavranamaz, dolayısıyla, İsa, Tanrıdır diyorsanız, Hz. Musa’nın, asasını denize vurup denizi yarmasını, sonrasında denizi geri birleştirmesini akılla açıklayabilir misiniz? Yine Musa’nın, asasını yere atınca, asasının yılan haline gelip sihirbazların yaptıklarını yutmasını, akılla nasıl açıklayacaksınız?
Eğer, İsa’nın gösterdiği mucizeler vardır derseniz, Hz. İbrahim’in, mancınıkla atıldığı devasa ateşten kurtulmasını akılla açıklayabilir misiniz?
Eğer, İsa’nın gösterdiği mucizeler vardır derseniz, Hz. Süleyman’ın, kuşlarla, hayvanlarla konuşmasını akılla açıklayabilir misiniz?
Eğer, İbrahim’in, Musa’nın ve Süleyman’ın gösterdiği mucizeleri akılla açıklayabilirseniz, İsa’nın yaptıklarını da akılla açıklamanız gerekmez mi?
Eğer, İbrahim’in, Musa’nın ve Süleyman’ın mucizelerini akılla açıklayamazsanız, bu durumda, İbrahim de, Musa da, Süleyman da, Tanrı veya “Oğul Tanrı” ya da “Kardeş Tanrı” olmuş olmuyorlar mı?
Sizce, evreni ve evrenin içerisindekileri kim yaratmıştır?
Eğer, bütün bunları yaratanın, Baba Tanrı olduğu cevabını verirseniz, Oğul Tanrı, konu mankeni durumuna düşmüyor mu?
Eğer, bütün bunları yaratan, Oğul Tanrı cevabını verirseniz, bu defa konu mankeni konumuna Baba Tanrı düşmüyor mu?
Eğer, bütün bunları, Baba Tanrı ve Oğul Tanrı birlikte yarattılar ise, hangisi hangi kısmını veya neleri yaratmıştır?
Evreni birisi, canlıları birisi mi yaratmıştır?
Cenneti, birisi, Cehennemi diğeri mi yaratmıştır? Yahut da her ikisi de ayrı ayrı yarattıklarından, iki ayrı cennet ve iki ayrı cehennem mi vardır?
Yoksa her şeyi tamamen birlikte mi yaratmışlardır?
Eğer birlikte yaratmışlarsa, ilk fikirler kimden çıkmıştır?
Eğer birlikte yaratmışlarsa, hiç birbirleriyle çelişmemişler midir?
Baba-Oğulun birbirine kızarak, birinin yarattığına rakip olacak başka yaratıklar yaratmaya kalkışmaları olağan değil midir?
Eğer, birbirine rakip oldularsa, sonunda gücü ele geçiren Baba Tanrı, Oğul Tanrı’yı dünyaya cezalandırmak için mi göndermiştir?
Sizce, Baba Tanrı ve Oğul Tanrı, ezelden beri mi birliktedirler?
Eğer, cevabınız “evet” ise, neden birisi Baba, diğeri Oğul olmuştur?
Eğer, cevabınız “evet” ise, Baba ve Oğul, nasıl aynı anda birlikte oluşmuşlardır?
Eğer, aynı anda birlikte olmamışlarsa, Baba Tanrı önce var idi ve Oğul Tanrı’yı yarattı ise, Baba Tanrı’nın eşi kimdir?
Eğer cevabınız, “eşi yok” ise, Oğul Tanrı hangi maddeden ve nasıl yaratılmıştır?
Eğer, cevabınız, “eşi var” ise, eşi kimdir?
Eğer, cevabınız, “eşi, Meryem’dir” ise, bir Yüce Yaradan, vücut bulmak için, kullarından birini neden aracı etsin ve eşinin de Tanrı olarak düşünülmesine vesile olsun? Böylece, Kendisine rakip yeni bir Tanrı kavramının oluşmasına sebep olsun?
Eğer, cevabınız, “eşi Meryem’dir” ise, Tanrı olarak gördüğünüz Meryem’i, tanımadığı bir insanla birlikte olup, çocuk doğuran hafif meşrep bir kadın durumuna düşürmüş olmuyor musunuz?
Sizce, Tanrı; doğan, yiyip içen, yorulan, uyuyan ve ölen bir varlık mıdır?
Eğer, cevabınız, “hayır” ise, insan olarak yaşayan İsa’nın, Tanrı olduğunu söylemek mümkün müdür?
Eğer, cevabınız “evet” ise, yiyip içip, uyuyan bir canlıya Tanrı diyebilmek için, nasıl bir akla sahip olmak gerekiyor?
Sizce İsa, çarmıha gerildiğinde, Baba Tanrı, Oğul Tanrı’yı öldürdü mü?
Eğer, cevabınız “evet” ise, kendisini bile öldürmekten aciz bir varlığa, Oğul Tanrı da olsa, Tanrı denilebilir mi?
Eğer, cevabınız “hayır” ise, İsa, halen aramızda dolaşıyor anlamı çıkmaz mı?
Eğer, İsa, halen aramızda dolaşıyor ise, bir vücutta mı yaşıyordur? Yaşıyorsa, kimin vücudundadır. Vücutta yaşamıyorsa, nerelerde dolaşıyordur?
Sizce İsa, çarmıha gerildikten sonra, Baba Tanrı tarafından öldürüldü ve kısa bir süre sonra, yine Baba Tanrı tarafından yeniden diriltildi mi?
Eğer, cevabınız “evet” ise, kendisini diriltemeyecek kadar aciz bir varlık, dünyada yaşarken ölüleri kendisi diriltmiş, çamurdan yaptığı kuş heykellerine, kendisi can vermiş olabilir mi?
Eğer, cevabınız “hayır” ise, İsa’nın gösterdiği bütün bu mucizeleri, Baba Tanrının yaptığı anlamı çıkmaz mı?
Eğer, bütün bu mucizeleri Baba Tanrı yaptıysa, İsa’nın, Tanrı olduğuna inanılması mümkün mü?
Sizce, İsa, çarmıha gerilmeyi ve acı çekmeyi kabul etmekle, bütün insanların günahlarının yükünü üstlenerek kendisini feda mı etmiştir?
Eğer, cevabının “evet” ise, sıradan bir insan, oğlu gözünün önünde acı çekerken bütün gücünü oğlunun iyiliği için kullanırken, Baba Tanrı, oğlunun acı çekmesini izleyerek, sonunda oğluna saldıranları değil de, oğlunu öldürmesi, Tanrı’nın çok merhametsiz olduğunu göstermiyor mu? Bütün insanların günahlarını yüklenerek acı çeken bir Tanrı, böylesine merhametsiz olabilir mi?
Eğer, cevabınız “evet” ise, bir Tanrı’nın kendisini feda etmesi ne anlama gelmektedir? Tanrılığı bıraktığı anlamında mıdır? Yoksa ölüp bir daha dirilmeyeceği anlamında mıdır?
Eğer, çarmıh sorusuna cevabınız “evet” ise, İsa’dan önce ve İsa’dan sonra yaşamış bütün insanlar günahsız hale mi gelmişlerdir?
Sizce, bütün insanlar günahsız değil, sadece Hıristiyanlar mı günahsızdır?
Eğer, cevabınız “evet” ise, İsa, neden Hıristiyanları kurtarmak için dünyaya geri dönecektir diyorsunuz? Günahsız olanların kurtarılmaya ihtiyacı olur mu?
Eğer İsa, çarmıha gerilirken, insanların günahını yüklenmedi ve kendisini feda etmedi ise, böyle bir varlığın, çarmıha gerilmiş sıradan bir insandan farkı var mıdır?
Sizce Oğul Tanrı İsa’nın soy kütüğü var mıdır?
Eğer, cevabınız “vardır” ise, İsa’nın soy kütüğünde bahsedilen bütün isimlerin de Tanrı olmaları gerekmez mi?
Eğer, cevabınız “hayır” ise, Matta ve Luka İncillerindeki soy kütüğü sıralamalarına inanmadığınız anlamı çıkmaz mı?
Eğer, Matta ve Luka İncillerinde yazılan soy kütüklerine inanmıyorsanız, İncillerdeki diğer bahsedilenlerin de, sorgusuz sualsiz kabul edilmeyip, sorgulanması gereği ortaya çıkmıyor mu?
Sizce, Matta ve Luka İncillerinde verilen soy kütüğü, İsa’nın babası denilen Yusuf ile mi başlıyor?
Eğer, cevabınız “evet” ise, burada bir çelişki yok mu?
İsa, hem Yusuf adlı bir insanın oğlu, hem de aynı anda, Tanrı’nın oğlu olabilir mi?
Eğer, cevabınız “hayır” ise, bu soy kütükleri kiminle başlamalıdır? Meryem ile mi, yoksa Baba Tanrı ile mi başlamalıdır?
Sizce, Luka İncilinde yazıldığı gibi, Hz. Âdem’den, Hz. İsa’ya kadar, en fazla 77 nesil mi geçmiştir?
Eğer, cevabınız “evet” ise, başka bir sorumuz yok.
Eğer cevabınız “hayır” ise, yine başka bir sorumuz yok.
Şimdi, Hz. Meryem ve Hz. İsa’nın durumu hakkındaki düşüncelerimizi paylaşalım. Bu konuşa gerçekçi bir fikir yürütebilmek için, Yüce Yaradan’ın korunmuş tek kutsal kitabı olan Kur’an’dan faydalanacağız. Ancak, Kur’an’da bu iki çok değerli insan ile ilgili ayet sayısı çok fazla olduğundan, ayetleri vermeyeceğiz. Okuduğumuz ayetlerin sonucunda edindiğimiz fikrimizi paylaşacağız.
Hz. İsa, Hz. Meryem’in oğludur. Meryem, ırzını korumak ve temiz kalmak için üstün gayret gösterdiğinden, Yüce Yaradan’ın, seçerek rahmetiyle muamele ettiği ve ona evlat müjdeleyerek vahiy gönderdiği bir kuludur.
Hz. İsa, Yüce Yaradan’ın, Meryem’e attığı kelimesidir. Yani, sözüdür. Hz. İsa, tek olan Tanrı’nın gösterdiği mucizelerin aracılarından birisidir. Tanrı’mızın bir kulu ve peygamberidir.
İsrailoğullarının ve insanların arasında yoldan çıkmaların artması üzerine, gönderdiği Zekeriya Peygamberin etkili olamamasından dolayı, Yüce Yaradan, Yahudileri ve insanları kendilerine getirip doğru yola sevk etmek amacıyla, mucizelerle donattığı İsa kulunu yollamıştır.
Hz. İsa’nın oluşumu, bütün kâinatın, kâinattaki bütün canlıların, yani, bitkilerin, hayvanların, âdemoğullarının ve Hz. Âdem’in oluşumuyla aynıdır. Yüce Yaradan’ın “ol” demesiyle sıfırdan oluşmuşlardır.
Hz. İsa’nın böyle bir yöntemle oluşturulması; Yüce Yaradan’ın, Kendi varlığını, Tanrı’yı unutan ve kendilerini Tanrı gibi gören insanların gözlerine sokması içindir. Geçmişte aynı uygulamaları Hz. İbrahim, Hz. Musa ve Hz. Süleyman aracılığıyla göstermiş olmasına rağmen, unutanlara hatırlatma yapılmıştır.
Bu yazıyı yayınlarken umudumuz, bazı insanların, Hz. Meryem’e, Hz. İsa’ya ve en çok da Yüce Yaradan’a attıkları iftiralardan dolayı, ayna karşısında kendi gözlerinin içine bakarak özür dilemeleri ve bundan sonrasında Tanrı’mızın gösterdiği yolda yürümeye gayret ederek, affedilmelerini sağlamaya çalışmalarıdır.
Tanrı tarafından akıl verilmiş her kul, seçimlerinin sonucundan kendisi sorumludur.