TARİHİ İRDELEME YÖNTEMLERİ 3

TARİHÇİLİK VE TARİHİ İRDELEMENİN YÖNTEMLERİ 3

 

Bu konuda daha önce yazdığımız iki yazımızda, tarihin, uzman tarihçiler loncasının küçük bir mülkü olmadığını, milyonların meşru mirası olduğunu belirtmiştik. Tarihteki olayların geleceğimizi şekillendirmede faydası olması gerektiğini belirtmiş ve şöyle bir ifade kullanmıştık: “Dünya için ortak bir gelecek aramak istiyorsak, geçmişe bakışımızın yöntemini değiştirmeliyiz. Bu bakış açısını mümkün olduğu kadar ortak hale getirmeliyiz.” Çünkü Çiçero’nun deyimiyle “tarih, bir yaşam rehberidir.”

Yaşam rehberimizdir diyerek, tarih anlatımlarından çıkardığımız sonuçları, toptancı bir genelleme haline getirmek de yanlıştır. Çünkü tarihin çok önemli bir kuralı vardır. Yaşayanlar için belirsiz olan şeyler, sonradan geriye dönülüp bakıldığında, sonuçlara göre değerlendirme yaptığımız için, sanki net ve belirgin şeylermiş gibi görünür. Bu durum tarihin her döneminde böyle olmuştur. Günümüzde de böyledir.

Kendi yaşadığımız günlük hayatımızda bile, her an, önümüzde karar vermemiz gereken olaylar oluşur. Verdiğimiz kararların çoğu, geleceğimizi yönlendirir. Karar alırken, şartlarımızı irdelemeye çalışırız. Fakat karar vereceğimiz konuyu etkileyen ve bizim bilmediğimiz şeyler çoktur. Bilinmeyen etkenlerin bir kısmını ise, sonradan öğreniriz. Yeni öğrendiğimiz bilgilerin ışığında kararımızı irdeleyecek olsak, kuvvetle muhtemeldir ki, önceki verdiğimiz kararı beğenmeyiz.

Devlet yönetimleri de, benzer şartlar taşırlar. Hattâ devlet işlerinde, karar alındığı sırada bilinmeyen şeyler çok daha fazladır. Ayrıca önümüzde çok sayıda alternatif vardır. Karar alacağımız hususla ilgili olarak, her etkeni bildiğimizi varsayalım. Önümüzdeki seçenekler arasından birisine karar verirken, yine de çok zorlanırız. Çünkü kararımız sadece bizim geleceğimizi değil, başkalarının, belki de bir milletin veya daha geniş kitlelerin geleceklerini etkileyecektir. Bu sebeple karar vermekte zorlanırız. Bizden sonraki nesiller, bizim aldığımız kararları eleştirirken, bize göre çok daha rahat olacaklardır. Çünkü sonraki nesiller, gelişen olayların sonuçlarını bilmiş olacaklardır.

Görüldüğü gibi, tarih hem yaşanırken hem de sonradan irdelenirken, pozitif bilim gibi bir yapıya sahip değildir. Kimi tarihçilerin bazı olaylara yaklaşırken “bölgenin coğrafi, ekonomik ve tarihi dokusuna bakıldığında, böyle gelişmelerin olacağı belli oluyordu” gibisinden determinist yaklaşımlar öne sürmeleri, tarihi, pozitif bir bilim dalı yapmaz. Zaten böyle düşünen tarihçilere, yine bazı tarihçiler şüpheyle yaklaşırlar ve kabul etmezler.

Tarihte bazı olaylar vardır ki, asırlar sonra bile üzerinde net bir fikir birliğine varmak mümkün değildir. Tarihçiler, bu tür olayların sonuçlarına bakarak, sebepleri hakkında tahminde bulunabilirler. Fakat ortak bir fikir üzerinde anlaşamazlar. Örneğin, Roma İmparatorluğunun Hıristiyanlığı kabul edişi üzerine çeşitli fikirler yürütülebilir. Bedevi (köylü) Arapların Müslümanlığı kabul ettikten sonra, çok kısa sürede Bizans’a rağmen ve Sasani Devletini yenerek büyük bir imparatorluk kurmalarının sebepleri hususunda çeşitli iddialar ortaya konulabilir. Ama hiçbir tarihçinin fikri, genel kabul görmez.

Türklerin Anadolu’ya geliş sebepleri üzerinde değişik teoriler geliştirilebilir. Kanuni Sultan Süleyman’ın çok sevdiği iki oğlunun ölüm emrini vermesinin nedenleri hakkında varsayımlar üretilebilir. 1917 Ekim Devriminden sadece 4 yıl önce küçük bir hizip gurubu olan Bolşeviklerin, Rus Çarlarını devirerek iktidarı ele geçirmeleri hakkında ciltlerle kitap yazılabilir. Ama ortak bir kanaate varılamaz.

Tarihçiler bir olayın sebepleri ve sonuçları üzerinde anlaşamıyorlarsa, insanlar, tarihi nasıl yaşam rehberi yapacaklar? Hal böyle iken ben neden “Tarihin Aydınlattığı Gelecek” isimli bir kitap yazdım?

Tarih, bütün insanlığın meşru mirasıdır. İnsanların yaratılış yapıları değişmemiştir. Dolayısıyla, dünyanın herhangi bir bölgesinde, herhangi bir dönemde olan olaylar zinciri, günümüz için de gelecekteki insanlar için de benzer özellikler taşır. Antik Helen tarihçisi Thukydides’in irdelemeleri, işte bu sebeple, sonradan oluşan birçok olayda geçerlidir. Kanuni’nin kararlarının arka planındaki değişik sebepler, her zaman geçerlidir. Yeter ki, olayların arkasındaki nedenleri dikkatli bir şekilde ve ayrıntıları da titizlikle irdeleyelim.

Tarih, bizlere kararlarımız için çokça seçenek sunar. Bizden öncekilerin aldıkları kararların sonuçlarını bildiğimizden, bu durum, karşılaştığımız olaylarla ilgili seçenekler üzerinde karar verirken bize kolaylık sağlar. Yukarıda belirttiğimiz gibi dikkatlice incelersek, günümüzdeki olaylardaki bazı belirsizliklerin, belirgin hale gelmeye başladığına şahit oluruz.

Eğer Hitler, Napolyon’un kararlarını ve sonuçlarını irdeleseydi, belki farklı karar alabilirdi. 1789 İhtilali gibi fikri bir desteği arkasına alan Napolyon’un, gururuna kapılarak aldığı kararların sonuçlarına dikkat etseydi, onun düştüğü duruma düşmeyebilirdi. Napolyon ülkesine büyük hizmetler yapayım derken, nasıl en büyük kötülüğü yapmak durumuna düştüyse, Hitler de aynı kuyuya düştü. Gelecek nesiller içerisinden, Napolyon ve Hitler’in önlerindeki seçenekleri irdelemeden karar alacak insanlar çıkarsa, kuvvetle muhtemeldir ki, aynı duruma düşebilirler.

O halde bizler, hem kendi hayatımızdaki geçmiş olayları, hem de tarihi olayları çok daha dikkatli irdelemeliyiz. Karaları alırken var olan seçenekleri daha titiz incelemeliyiz. Bütün bunları yapmak için çok ciddi bir şansa sahibiz. Hem tarihi olayları aydınlatacak belgelere ulaşabilmemiz kolaylaşıyor, hem de küreselleşen dünyada bilgi aktarımı daha çabuk oluyor.

Tarihte birçok halk, bu şansa sahip değildi. Nitekim Aztekler, Avrupa’dan gelenlerin (İspanyollar) Azor adalarında yaptıklarını bilselerdi, Cortes’in 550 adamını yok ederlerdi. Ama kendileri yok oldu. İnkalar, Azteklerin başına gelenleri bilmedikleri için, Pizarro’nun 168 adamı tarafından esir edildiler. İşin ilginç tarafı Cortes ve Pizarro, yerli halka karşı farklı dönemlerde aynı taktiği uyguladılar.

Küreselleşen dünyada karşımıza çıkan iletişim şansını iyi değerlendirelim.

Bu yazı Sosyal kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.