OSMANLI TÜRK DEVLETİ SULTANININ ÖRNEKLİĞİ
7 yaşında iken Osmanlı Türk Sultanı olan IV. Mehmet Han, 14 yaşında iken annesi Valide Turhan Sultan’ın tavsiyesiyle 78 yaşındaki Köprülü Mehmet Paşa’ya sadrazamlık teklif etti. Paşa görevi kabul etmek için bazı şartlar ileri sürdü. Bu şartlar şunlardı:
- Verdiği raporlar uygulamaya konulacak.
- Yapacağı, atama, rütbe yükseltme ve azletmede serbest olacak.
- Kendisi hakkında bir şikâyet olduğu zaman padişah, kendisini dinlemeden karar vermeyecek.
- Sarayda eski yöneticiler dâhil hiç kimse devlet işlerine karışmayacaktı.
Padişah ve annesi bu şartları kabul ettiler ve Paşayı 1656 yılında sadrazam yaptılar. Mehmet Paşa ölünce yerine oğlu Fazıl Ahmet Paşayı sadrazamlığa getirdiler. IV. Mehmet’ten sonra padişah olan kardeşi II. Süleyman döneminde ise Köprülü’nün diğer oğlu Fazıl Mustafa Paşa da sadrazam yapıldı. Arada Fazıl Mustafa Paşanın kayınbiraderi Merzifonlu Kara Mustafa Paşa sadrazam oldu.
Demek ki dışarıdan bakılınca astığı astık-kestiği kestik diye anlatılan padişah ve validesi, 78 yaşındaki bir insana kendi yetkilerini devredebildi. Bu yaşta bir bunak, padişaha ve valide sultana nasıl şart ileri sürer diye düşünmedi. Sonrasında da sözünün arkasında durdu. Paşanın işlerine karışmadı. Hattâ ölünce yerine oğlunu getirdi. Bütün bunları, sorumlusu olduğu devletin bekası için yaptı.
Günümüzde Türkiye dâhil, dünyanın kaç demokratik ülkesindeki bir siyasi parti lideri veya siyasi devlet yöneticisi, Osmanlı padişahının ve validesinin verdiği tavizleri verebilir.
Bir insanın kendi isteğiyle yetkilerinin bazılarını başkalarına devredebilmesi için şahsi menfaatini değil, sorumlu olduğu insanların geleceklerini düşünmesi gerekir. Sorumluluklarını düşünerek kibirlerini yenen insanların iyi sonuç alacaklarının güzel bir örneğidir bu olay. Dünya tarihinde bunun gibi çok vaka vardır. Yeter ki olayları bu gözle irdeleyebilelim. İrdelediğimiz olaylardan yani tarihten ders alarak gerekenleri yapabilelim.
Kendilerinin çok akıllı olduklarını zanneden kibirli insanlar sonunda her zaman kaybetmeye mahkûmdur.
Nitekim aynı padişah ileriki bir zamanda çevresindekilerin etkisiyle, sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşayı azledip idam ettirdi. Hâlbuki Viyana yenilgisinin sorumlusu o değildi. Bu sıkıntılı dönemde yine de devleti toparlayabilecek tek kişi Merzifonlu idi.
Diğer taraftan Köprülü Mehmet Paşanın küçük oğlu Fazıl Mustafa Paşayı da hakaret ederek görevinden azletti. Padişah IV. Mehmet bu tasarrufundan dört sene sonra askerler tarafından tahtından indirildi.
IV: Mehmet’in oğlu olan ve II. Süleyman’dan sonra padişah olan II. Mustafa, köprülüler ailesinin güçlenmesini önlemek için, denge kurmak amacıyla hocası Feyzullah efendiyi destekledi. Onu önce şeyhülislam sonra sadrazam yaptı. Hâlbuki Köprülü Mehmet Paşanın küçük oğlu Fazıl Mustafa Paşa, devletin en sıkıntıda olduğu bir dönemde 1689’da sadrazam olmuş ve devleti tekrar toparlamıştı. Fakat 1691 yılında katıldığı bir savaşta şehit düşmüştü. Yani köprülü sülâlesi tamamen devlet lehine işler yapmışlardı.
- Mustafa’nın içten pazarlıklı denge politikası ters tepti. Hem sadrazam Feyzullah efendinin hem de kendisinin hataları sonucu din uleması, askerler ve kısmen halk birleşerek II. Mustafa’yı tahttan indirdi.
Bu tahttan indirme olaylarından iki açıdan ders alabiliriz. Birincisi, içten pazarlıklı davranmanın sonucu aleyhimize olur.
İkincisi, denge kurmanın yöntemidir. Birlikte çalışılan insanlar arasında denge kurmak iyi ile kötüyü dengeleyerek yapılmaz. İyiler arasında denge kurularak olur. Birlikte çalıştığı insanları menfaatçiler arasından seçerek birbirlerine kırdırmaya çalışan insanlar ise, her zaman kaybederler. Hem de en acımasız bir sonuçla kaybederler.